Akademisyen Prof. Dr. İbrahim Ortaş makalesinde; “Yapay Olarak Ufaltılmış ve Siyanür İle Ayrıştırılmış Kayaç Yığınından Yaratığı Kirlilik ile İlgili Örnekleme Üzerinden “Kirliliğe Karşı En İyi Çözüm Seyreltmedir” Yaklaşımı Sorunu Çözmüyor.
Heyelanla Kayan Toprak Değil, Toksik Kimyasallarla Kirletilmiş Maden Yığını
Erzincan ili İliç içesinde yaşanan altın madeni alanındaki siyanür uygulanmış yığın liçinin üzerine solüsyon uygulamasının devam etmesi sonucu ezilerek ufaltılmış maden kütlesinin “liçin” kayması sonucu tam bir doğa felaketi yaşanmıştır. Öncelikle kayıp insanların sağ kurtarılması ve sonra bölgedeki başta Fırat nehrinin siyanür kirliliğinden etkilenmemesi hepimizin isteğidir. Anagold şirketine ait Çöpler Altın Maden’inin bulunduğu sahaya istiflenen siyanürlü 10 milyon metreküp materyal, ağırlıklı olarak ağır metal içeren kayaç ve toprak materyallerinden oluşan yaklaşık (kayaç yoğunluğu 1.6-2 g/cm3) 16-20 milyon ton materyal demektir. Söz konusu açıklamalarda toprak deniyor ancak toprak değil yer altından çıkarılan kayaç ezilerek ve siyanür püskürtülerek altının kayaçtan ayrışılması sağlanmaktadır. Bu nedenle akan toprak değil, ufaltılmış ve siyanür ile muamele edilmiş materyal.
Örneklemeler, Örnekleme Yeri ve Analizler Nasıl Yapılıyor
Kirliliğin kaynağına, içeriğine ve riskine bağlı olmak üzere, kirlilik sorununu çözmede seyreltme işlemi sıklık dikkate alınan bir yöntemdir. Ancak, radyoaktivite, siyanür, sülfürik asit ve diğer ağıt kimyasallar gibi çok tehlikeli kirleticilerin varlığında, örneğin su kaynaklarında “seyreltme yaklaşımının” dikkate alınması çok risklidir; çok özel ve özenli kurallara bağlılık gerektirir. Göl, ırmak ve yer altı suları gibi bir su kaynağı tehlikeli bir kirletici tarafından kirletiliyorsa analizler için örneklerin nereden, hangi noktadan alındığı ve ilgili tehlikeli kirleticiyi ölçen cihazların ne kadar çok düşük seviyeleri analiz edebilme duyarlılığına sahip olduğu önemli konulardır.
Su gibi akışkan ve dinamik bir çözeltinin kirlenmeye başladığı noktalardaki konsantrasyonun bilinmesi hem kirliliğin boyutunu anlamada hem de geleceğe yönelik çözüm önerileri getirmede mutlak gereklidir. Basit bir örnek vermek gerekirse, bir ırmak tehlikeli bir kirletici ile kirletiliyorsa, kirlilik var mı yok mu sorusunun cevabı, kirlenmenin ırmakta başladığı yerdeki analizlerle anlaşılır. Eğer analizler, kirlenmenin başladığı noktaların uzağındaki ırmak suyundan alınan örneklerle yapılıyorsa, artık orada “seyrelme olayı” gerçekleşmiş olabileceği için “ırmakta bir kirlilik yok” denebilir. Ayrıca o kirleticiyi ölçen cihazın hangi duyarlılık sınırlarında ilgili kirleticiyi ölçtüğü konusu da ayrıcalıklı öneme sahip bir konudur.
Kirlilik ile İlgili “Kirliliğe Karşı En İyi Çözüm Seyreltmedir (The best solution for pollution is dilution)” Yaklaşımı Sorunu Çözmüyor.
Kirliliğe karşı en iyi çözüm seyreltmedir “The best solution for pollution is dilution” ifadesinin hatırlattığı gibi eğer; siyanürün artık seyrelmeye uğradığı noktalarda örneklemeler yapılıyorsa, bu örneklerin sonuçlarından hareketle bölgede siyanür kirlenmesi yoktur ifadeleri gerçek durumu yansıtmayabilir. O nedenle, örnekleme yerleri ve örneklerin analizlerinde kullanılan cihazların siyanür dedeksiyon limitleri çok önemlidir, bilinmesinde ve paylaşılmasında yarar vardır.
Siyanür ile muamele edilmiş milyonlarca ton materyalin içindeki toksik siyanürün taban sularına ve oradan da insan ve doğaya zarar vermeyecek önlemlerin öncelikle bilimsel olarak ele alınması gerekiyor. Olası toksiklerin etkisi çok ciddi çevresel felaketler yaratacaktır. Mevcut durumdan öncede arıların, kuşların öldüğü, kanser vakalarının arttığı belirtiliyordu, şimdide doğal olarak yeraltı sular daha çok kirlenecek ve ilişkili olarak birçok ekolojik sorun yaşanacaktır.
Hatta artık bu tür siyanüre dayalı altın çıkama teknikleri yerine, başta mikroorganizmaların elementleri çözücü gücünden yararlanılabilir veya diğer temiz çözümlü teknikler kullanılmalıdır.
Bu bilgilerden hareketle Erzincan ili İliç içesinde yaşanan doğa felaketi sonrasında yapılan siyanür ve ağır metal analizlerinin hangi teknolojik ölçüm cihazları kullanılarak yapıldığı, bu kullanılan ölçüm cihazının siyanür dedeksiyon limitinin ne olduğu ve örneklemelerin sahada ve Fırat nehrinde hangi noktalarda yapıldığı bilgilerinin paylaşılmasında yarar vardır. Bu bağlamda bu konuların tam da uzmanı olan bilim insanlarımızın görüş ve değerlendirmeleri önem taşımaktadır.
Konuya İlişkin Yapılan Uyarıların Dikkate Alınması Gerekir
Önceliğin doğa ve insan sağlığı oluğu gerçeğini unutmadan iş ve işlemler yapmamız gerekiyor. Konuları gündeme getiren duyarlı insanları küçümsemek, yok saymak yerine ne dediklerini bir kere bile düşünmek sanırım yaşadığımız bunca insan faaliyetlerinden kaynaklanan felaketlerin daha az yaşanmasına katkıda bulunacaktır. Yapılan uyarılar dinlenseydi bugün kömür ve altın madenleri çöküklerinde, iş kazaları ve depremlerde daha az insanımız ölmüş, daha az yaralı, gözyaşı ve acı yanında daha az maddi zarar olmuş olacaktı.
Akli selime davet!
Not: Yazıyı okuyup öneri sunan Prof. Dr. İsmail Çakmak hocaya teşekkür ederim