Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday yazdığı yazıda; “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlanıyor.
Biz kendi ülkemizde bu önemli günü nasıl kutlayabiliriz?
Dağı, taşı, ovası ve denizlerinden bereket yağan ülkemizde ne yazık ki;
Dünya Gıda Günü’nde halkımızın büyük çoğunluğu ve özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız açlar…
16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla açıklama yayımlayan Tüketici Hakları Derneği, Türkiye’de 47 milyon 685 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığına dikkat çekerek “Tüketicilerin yeterli gıdaya erişim hakkı ayaklar altına alınmıştır” dedi.
Gıda gününe ilişkin açıklama yapan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının insanların gıdaya erişimini zorlaştırdığını belirtti.
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar’ın imzasıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye’de açlık sınırının altında yaşayan tüketicilerin tamamı ile birlikte, yoksulluk sınırının altında yaşayan tüketicilerin önemli bir kesimi, kısaca, tüketicilerin çoğunluğu yeterli ve dengeli beslenememektedir.
Yetersiz ve dengesiz beslenme insanlarda, C vitamini eksikliğine bağlı skorbüt, A vitamini eksikliğine bağı gece körlüğü, guatr, diş çürükleri, kemik erimesi, anemi(Kansızlık) kemik yumuşaması oluşmasına neden olmaktadır.
Açlık sınırının altında yaşayan ailelerin çocuklarının da yeterli ve dengeli beslenemediğini düşünürsek, bu kesimin çocukları okula aç gitmekte ve aç yatmaktadır.
Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocukların artışı ile birlikte, bu çocuklarda gelişim bozukluğu, raşitizm, anemi, guatr, diş çürümesi gibi hastalıklar oluşmakta, okul başarıları olumsuz etkilenmektedir.
Özellikle de açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşaya ailelerin çocukları başta olmak üzere, çocuklara, devlet okullarında sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmelidir.
Tüketicilerin yeterli gıdaya erişiminin sağlanabilmesi için, tarım ve gıda üretim, dağıtım ve tüketim politikaları, gıda fiyat politikaları konusunda gerekli tüm önlemler alınmalıdır.
Bununla birlikte tüketicilerin satın alma gücüleri yükseltilmeli ve işsizliği giderecek yatırım ve istihdam politikaları ivedilikle devreye konulmalıdır.
Yeterli gıdaya erişemeyen, erişmekte zorluk çeken düşük gelirli ve açlık sınırının altında geliri olan aileler ile hiç geliri olamayan ailelerin yeterli gıdaya erişimi için devlet tarafından acilen gerekli olan tüm ekonomik ve sosyal önlemler alınmalıdır.”
8 milyar dünya nüfusunun 1 milyarının açlık sınırında yaşam sürdürdüğüne dikkat çeken CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer,
“Çok sayıda ülke GDO’lu ürünlere yasak getirdi. Ülkemizde de GDO’lu gıda üretimi yasak ancak hayvanların beslenmesinde 30’un üzerinde GDO’lu yem kullanılıyor.
Dünya devi gıda şirketlerinin önceliği daha çok kazanç daha az masraf olunca sorun yapay ve genetiği değiştirilen ürünlerde bulunuyor.
Gıdada tarımsal üretimi artırıcı ve ekim alanlarını genişletici çalışmaları öncelemelidir.
Sağlıklı gıda için girdi maliyetleri düşürülmelidir.
Gıdada denetimlerin artırılması yanında vatandaşlarında bilgilendirilmesi esas alınmalıdır” dedi.
Yaşanan ekonomik krizin dar ve sabit gelirlilerin sağlıklı gıdaya erişiminde ciddi sıkıntılara yol açtığını işaret eden Gürer,
“TÜİK verilerine göre dahi geçen yıl eylül ayında yüzde 19 civarında olan Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE), bu yıl yüzde 83’ü geçti.
Gıdada ise oran yüzde 93 erişti.
Bu durumda artan gıdada yüksek enflasyon oran tehlike sinyalleri veriyor.
Ülkemizde AKP iktidarının 20 yılda uyguladığı ekonomi ve tarım politikasının üreticiyi sıkıntılı bir sürece soktuğunu ve gelecek içinde kaygı verici politikalardan da dünya da yaşanan süreçlerden ders çıkarıp vazgeçmesi de gereklidir” diye konuştu.”
Dünya Gıda Günü nedir? Neden düzenleniyor?
Dünya Gıda Günü aslında, 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluşunu kutlamak amacıyla düzenleniyor. Tüm dünyada 150’den fazla ülke bu kutlamaya iştirak ediyor.
Dünyadaki açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldırmak misyonu ile çalışan FAO, bu özel günü kutlamaya herkesi davet ediyor.
Her yıl BM’nin belirlediği temalar ile iklim değişikliğinin tarımsal üretime etkisi, günümüzde yaşanan ve önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacağı öngörülen besin yetersizliğine dikkat çekilmesi hedefleniyor.
Dünya Gıda Günü kapsamında her yıl açlık, açlıkla mücadele, yetersiz beslenme, kaynakların paylaşımı gündeme getiriliyor.
İnsanoğlunun hayatını sürdürebilmesi için zaruri ihtiyaçlarından olan gıda için tarımsal üretimin önemine dikkat çekiliyor.
Düzenlenen etkinlikler kapsamında, dünyadaki açlık problemlerine işaret edilerek, adaletsiz gıda paylaşımı, ülkeler ve gıda üretimi – tüketimi, yeterli ve dengeli beslenmenin önemi konuşuluyor.
Dünya küresel açlık raporu açıklandı. Raporda, “Açlıkla mücadeleye rağmen durum kötü” deniyor. Rapora göre, 4 çocuktan biri yetersiz besleniyor, saatte 300 çocuk açlıktan ölüyor.
Ne ihmal sonucu meydana gelen ölümler, nede doyumsuz insanların kar ve haksız kazanç elde etmek için insan yaşamını hiçe sayan uygulamaları “KADER” değildir.
Kötü ve faşist yönetimler sonucu insanların yaşadığı açlık, yokluk ve eşitsizlik sonucu uğradıkları haksızlıkta kader olmadığı gibi hiçbir yönetimin “FITRATINDA DA” yoktur.
Bir ülkede açlarla lüks içinde yaşayanlar, sürünenlerle sefa sürenler, çok çalışıp az kazandığı için aç kalanlarla çalışmadan lale devri yaşayanlar bir arada olsalar da bu ne kaderdir nede fıtrattandır!!!!
Kötüler, ahlak fakirleri, vicdanı karalar, bencil ve egoist olanlarla bu ülkeye ihanet eden vatan hainleri iş başındadır.
Bunun başka izahı yoktur.
Onun için herkesin aklını başına toplaması hem kendi haklarına hemde ülkelerinin tüm varlıklarına sahip çıkmaları gerekir.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.