Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Yerli Malı Haftası, resmi adıyla Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası, 12-18 Aralık tarihleri arasında Türkiye’de tüm okullarda kutlanan özel haftalardır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde yurdun bağımsızlığının muhafazası için, yerli mallar üretilmesi ve kullanılmasının önemini vurgulamıştı.
Başbakan İsmet İnönü’de, 12 Aralık 1929’da, TBMM’de ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularının önemi üzerine uzun bir konuşma yapmıştı.
Bu karalarla I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır.
Emperyalizmin dayatmasıyla özellikle son 24 yılda ve Tek Adam rejiminde bu olumlu ve yararlı anlayış yok edilerek ithal rejimiyle ülke yabancı şirketlere hizmet eder konuma sokulmuştur.
Türkiye 2017 yılı itibariyle 24 milyon ton Buğday ithal etmiş. 2018 yılı bitmeden önce daha da fazla ithal etmesi bekleniyor.
Özellikle Kazakistan, Rusya başta olmak üzere onlarca ülkeden buğday ithal ediyoruz.
Son 20 yılda Türkiye ekonomisinde tarım sektörü yalnızca yüzde 3,0 büyüme gösterebilmiştir
2002’de tarımda çalışanların toplam istihdam içindeki payı yüzde 35 düzeyindeyken bugün yüzde 14,8’e kadar düştü.
Ülkemizde ekonominin bozuk olup her türlü girdinin çok pahalı olmasından dolayı üretemeyen ve geçinemeyen köylü ve çiftçiler toprağını ekmeyip şehirlere göçerek ucuz işçiler olarak yaşamaya çalışır oldular.
Bu sorun sadece üretimde girdi maliyetlerin çok pahalı olmasından dolayı meydana gelmedi.
İktidarın köylüyü ve esnafı düşünmeden bir avuç çıkar gurubunu koruyup kollayıp emperyalist güçlere teslim olmasından dolayı ısrarla ithalata öncelik vermesinden kaynaklanmaktadır.
Tarımı ve üretimi yok eden bu tavır ekonominin genel dengesini bozmakta ve kentlerde de yoksullaşan insanlara sadaka ekonomisini uygulayıp kendine muhtaç ve biat eden yurtaşlar yaratmaktadır.
İşte bunun için 12 Aralık’ta okullarımızda anımsayıp kutladığımız Yerli Malı Haftasının önemini yeniden anlamak zorundayız.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.