Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Daha öncede Sayın Mehmet Çiftçiyi, saygın, mütevazi, dürüst yardımsever kişiliği ile yazmış ve paylaşmıştım.
Yanılmadım özellikle siyasette güç ve para kazananların nasıl değişip geçmişlerini unutup duyguları istismar etiklerine çok tanık olunduğum için böyle dürüst kalan insanları anlatmayı bir borç biliyorum.
Sayın Mehmet Çiftçi, güçlü ve ülke batarken bile hala dürüst ve başarılı işler yapabilen namuslu, vicdanlı, ahlaklı ve başarılı bir müteahhit.
Yıllardır inşaat sektöründe olan, konut üreten Mehmet Çiftçi hakkında bu güne dek tek bir olumsuzluk duymadım.
Yıllar önce Sabiha Tosun’ların Güre’deki evini aldıkları ve dostluk gördüklerini bana söyledikleri için bende kendisinden yazlık evimi alırken kendisini tanımış çok yardımcı olduğuna tanık olmuştum.
Yıllar geçti kendisini çok daha fazla tanıdım ve takdir ettim.
Ne zaman hasta bir çocuk olsa, zorda olan bir kadın veya aile olsa söylediğim an sorgulamadan yardım etmiştir.
Yeteri kadar kendisini anlattım.
Şimdi neden bir kez daha anlatma ihtiyacı duyduğumu ve bu kadar yoğun işlerinin arasında bile insanlığını ve dostluğunu nasıl bir konu hakkında gösterdiğini yazma ihtiyacı duydum:
Benim vazgeçemediğim alışkanlıklarım vardır.
Evde hep aynı yere otururum.
Sabahları çok erken kalkar balkona çıkar güne bir neskafe ile başlarım.
Televizyonum hiç kapanmaz ve sürekli dürüst haber veren kanalları izlerim.
Birde rahmetli eşimin Uludağ’dan bana aldığı farklı bir ağaçtan yapılmış kullanıldıkça rengi koyulaşan ve parlaklaşan küçük bir tespihi elimden hemen hemen hiç bırakmam.
Ben hala Güre’de, sitedeki büyük çoğunluk döndüğü için zorda olsa yalnız yaşıyor ve hala sol tarafımdaki sorun devam ettiği için aletsiz yürüyemiyor ve çok acı çekiyorum.
Dün öğleden sonra elimden hiç bırakmadığım tespih koptu ve dağıldı. İnanın çok ama çok üzüldüm…
Burada onu yeniden dizdirme şansım yoktu ve benim ellerim adeta ne yapacağını bilmez konumdaydı!!!!
Sayın Mehmet Çiftçi, yalnız ve rahatsız olduğumu bildiği için her zaman beni arar ve “Abla hiç çekinme neye ihtiyacın olursa bana bildir, emrindeyim ne olursa olsun çözerim” diyerek güven verirdi.
Beni tanıyanlar bilir ben kimseden yardım istemem ve almam ama bu sözler güvenilir dürüst insanlardan gelince mutlu olmama sebep oluyor!..
Ben dökülen tespihime üzülürken sayın Çiftçi beni arayıp nasıl olduğumu bir şeye ihtiyacımın olup olmadığını sordu.
Bende espri yaparak tespihimin koptuğunu ve ona çok üzüldüğümü söyledim.
Akşam kapı çaldı açtığımda karşımda Mehmet Çiftçi ve elinde 4-5 farklı ve kaliteli tespihlerle geldi ve bana “Abla bunlar işine yarar mı?” dediğinde inanın şok oldum.
Yıllarca emek verdiğim, hatta bazılarını adeta saatlerce telefondan ders çalıştırır gibi başarılı olmasına kakı koyduklarımın vefasızlıklarına tanık olduğum için bu duyarlılık beni şaşırttı!
Anladım ki iyi insan olmak, yardımsever olmak, şımarmadan ve “Ben oldum artık…” demeden mütevaziliğini kaybetmeden yaşamak en büyük erdemmiş.
Teşekkürler iyi, dürüst saygın iş adamı Mehmet Çiftçi keşke herkes sizi örnek alsa.
Özellikle siyasette halkın oyları ile seçilen ve sonra halka sırtını dönen yetersiz ama makam mevki sahibi olanlar bu yazımı okusalar ve gidip aynaya baksalar ne iyi olur.
Bu arada gelen ve çok pahalı taşlarla yapılmış olan tespihleri bana bırakmakta ısrar etse de ben dağılan tespihime benzer olan resimdeki bu küçük tespihi aldım ve çok mutlu oldum.
SON SÖZ: İyilikten ve yardımseverlikten ders alalım. Kimse kimseyi tüketmesin. Kimse “ben oldum” diye vefasız ve saygısız olmasın.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.