“Yangınlar Umurunuzda Değil, Sorumluluk Saray’a Değil Millete Olmalı!”

“Yangınlar Umurunuzda Değil, Sorumluluk Saray’a Değil Millete Olmalı!”
Yayınlama: 17.08.2025
A+
A-

Araştırmacı Mühendis-Yazar Ekrem Hayri Peker’den Sert Uyarı: “Yangınlar Umurunuzda Değil, Sorumluluk Saray’a Değil Millete Olmalı!”

Kartalkaya’daki orman yangını sonrası kamuoyunu derinden sarsan bir yazıya imza atan araştırmacı mühendis-yazar Ekrem Hayri Peker, yangın ve ilk yardım seferberliği çağrısını yinelerken, başta iktidar olmak üzere yetkililerin sorumsuzluğunu sert ifadelerle eleştirdi.

Yangınlara karşı bilinçlenme ve organizasyon eksikliğinin vahim sonuçlar doğurduğunu belirten Peker, sigara kaynaklı yangınlar için de defalarca çağrıda bulunduğunu hatırlattı. Ancak bu çağrıların muhataplarında herhangi bir yankı bulmadığını vurgulayarak “Sarayın bu konular umurunda değil. Bakan olarak atananların da…” ifadeleriyle tepki gösterdi.

“Bakan Değil, Sekreter Atanıyor!”
Peker yazısında, *Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi*nin halktan kopuk yapısına dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Başkanlık sisteminde gerçek anlamda bakan yoktur. O koltukta oturan kişiler bakan değil, sarayın sekreteridir. Millete değil, kendilerini atayan tek kişiye hesap verirler. Bu sistemde liyakat yoktur, inisiyatif yoktur, millete sorumluluk yoktur. Sadece emir ve talimat vardır.”

“Yangınlar Ülke Gerçeği, Ama Tedbir Sıfır”
Peker, yangınlara karşı gerekli tedbirlerin hâlâ alınmamasını ise devlet refleksinin felç olması olarak tanımladı:
“Ülke yanıyor, ormanlar kül oluyor ama kimsenin umurunda değil. Eğitim yok, hazırlık yok, gönüllü organizasyon yok. Sadece felaket yaşandığında şov başlıyor. Sonra yine unutuluyor.”

“Seferberlik Şart!”
Yangın ve afet bilincinin toplumun tamamına yayılması gerektiğini vurgulayan Peker:
“Bu ülkenin artık yangın, ilk yardım ve afet müdahalesi konusunda gerçek bir seferberliğe ihtiyacı var. Çocuklardan yaşlılara herkesin bu eğitimleri alması gerek. Ama çağrılarımız her zaman olduğu gibi kulak ardı ediliyor.”

“Halk İçin Değil, Saray İçin Bakanlık!”
Yazının sonunda sistem eleştirilerini daha da sertleştiren Peker, şunları söyledi:
“Bugün bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, koltuklarını halka değil tek adama borçlu oldukları sürece ne yangınlar biter, ne de ihmaller. Devlet halk için vardır, saray için değil!”

Peker’in yazısı, özellikle çevre bilinci, afet yönetimi ve sistem eleştirisi açısından kamuoyunda dikkat çeken ve tartışma yaratacak sertlikte. Yangınların rutin bir yaz haberi değil, ülkenin geleceğini tehdit eden bir güvenlik sorunu olduğunun altını çizen bu çağrı, yetkililerden çok halkın vicdanına sesleniyor.

YANGINLAR-ÇÖPLER ve SİGARA İÇİN SEFERBERLİK ÇAĞRIM-1

Kartalkaya’daki yangından sonra yangın ve ilk yardım konusunda bir çağrım olmuştu. Bu konuda bir seferberlik ilan edelim diye. Sigara konusunda da bu çağrıyı yapmıştım.

Sarayın bu konular umurunda değil. Bakan olarak atananlarında. Başkanlık sisteminde bakan yoktur. Bakanlık sekreteri vardır. Tek adam sisteminde bakanlıkların başında bulunanların kendi başına inisiyatif kullanacağını varsaymak safdillik olur. Zira bu kişiler millete değil kendini atayana sorumludur.

Kartalkaya yangınından sonra bir çağrı yapmıştım ‘’Tüm işyerleri çalışanlarına yangın eğitimi versin, yangın tatbikatı yapsın. TV’ler bu konuda yayın yapsın’’. Ama kulak asılmadı. Uludağ’da söndürülmeyen şömineden fırlayan kıvılcım şöminenin yanındaki plastik çiçeği tutuşturdu. Koca otel yandı. Üç kişi dumandan zehirlenerek öldü. Küçük bir ihmal neye mal oldu. Bu örnek yangın konusunun hafife alınmayacağını gösterdi.

Bu çürümüşlükte kimse memurlardan görevini yapmasını beklemesin. Kartalkaya’da nasıl bir kontrolsüzlük olduğunu gördük. Hiçbir resmi kurum Kartalkaya’yı kapatamadı. Başka partide olsa kapatamazdı.

Toplum zihniyetini değiştirip ahlaklı olmadıkça bir değişim olmaz. Ülkemizde kurnazlara ‘’Akıllı adam’’ deniliyor. Fertler kendilerinden başka herkesin AHLAKLI olmasını istiyorlar. Neredeyse herkes kuralsız zengin olmak istiyor. Zenginliğin kaynağı ise DEVLET. Böyle olunca kimse zenginleşmek için yenilik ve inovasyonla uğraşmıyor, adamını bulmaya çalışıyor. Kolonları kesilen binalar depremde yıkılınca, insanlar ölünce hayatta kalan sorumlular bulunur. Medya kesilen kolonlardan, uygun olmayan çimentodan, hatalı projelerden ve yapılmayan zemin etüdünden bahseder. Peki bu kontroller zamanında niye yapılmaz? Önce neleri normal kabul ettiğimize bakalım, kendimizi sorgulayalım.

Gelelim yangınların Çıkma sebebi olan sigaraya.  Sigara içmede %36 ile Yunanistan ve Romanya ile beraber birinciliği paylaşmışız. Sonuncu %8 ile İsveç.

Medeni dünyada sigara içen devlet eliyle azaltılınca sigara tekelleri cicili biçili sigara paketleriyle bizim gibi ülkelere hücum ettiler. Sigara ambalajları değişse de iş işten geçti. Onlar sosyoloji ve psikolojiyi biliyorlar.

Bu için çözümü önce psikoloji. Kırsal kesimde sigara içmek BÜYÜMEK demektir. Sigara içmek büyümenin simgesidir. Kadınlar için de erkeklerle eşitliği simgeler. Yasaklar kadar sigarayı bıraktıracak psikolojik önlemler gerekir. Önce ebeveynler çocukların yanında sigara içmemeli. Babalar ve şimdi analar çocuklarına ‘’Çocuklar sigara içmeyin zararlı, kitap okuyun yararlı’’ diyorlar ama ellerinde kitap yerine sigara varsa çocuklar neyi tercih edecekler? Tabi ki sigarayı.

Öncelikle çocuklar kendileriyle ilgili konularda fikir beyan etmeli, söz sahibi olmalı. Psikologlar daha ilk okullarda görevlendirilmeli. Bir şeyi sadece bu kötüdür, zararlıdır diyerek önleyemeyiz.

Otobüs duraklarının çoğunda çöp tenekesi var ama yerler izmarit dolu. Fecaat resmen. Gelişigüzel sağa sola sigara izmariti atanlar araba kullanırken de sigara izmaritini söndürmeden atıyor ve orman yangını başlatıyor. Bunun çözümü kamera sistemiyle arabasından sigara atanlara ağır ceza vermek.

Gelelim yangınların sebeplerinden en önemlisi olan çöplere. Sigara izmaritini gelişigüzel sağa sola atan anlayış cam, plastik ve teneke şişeler başta olmak üzere her yere atıyorlar.  Gittiği mesire yerine çöpünü bırakan, içtiği suya çöpünü anlatan kişilere hiçbir ceza uygulanmıyor. Yozlaşma ve sorumsuzluk her yeri sarmış durumda bu konuda da hiçbir şey yapılmıyor. Oysa ormanlara veya kuru otlar içine atılan bu tür nesneler yangın başlatıyor.

Bu konuda büyüklere ceza, çocuklara ise ilkokuldan başlayarak eğitim verilmeli. Başka çözüm yok.

Ekrem Hayri Peker

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.