Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde taşlar yerinden oynuyor. Kurumun en tepesindeki isim olan Genel Sekreter Ergül Halisçelik, siyasi ve bürokratik sahneden siliniyor. Yaşananlar, sadece bir kariyerin çöküşü değil; aynı zamanda bir yönetim anlayışının da iflası olarak okunuyor.
Büyükşehir’in şirketleri (BURULAŞ, BESAŞ, BİNTED…) için yapılan kritik toplantıya Genel Sekreter’in çağrılmaması, kurum içindeki güvenin tamamen sıfırlandığını gösterdi. Kendi alanındaki en stratejik kararların alındığı masaya oturtulmaması, artık “yetkisiz, etkisiz ve dışlanmış” bir figür hâline geldiğinin net kanıtı. Bu, bürokrasi tarihine “görevde olup hiçbir yetkisi kalmamış bürokrat” vakası olarak geçebilir.
Bursa basını günlerdir tek bir ismi hedef alıyor: Ergül Halisçelik. Hakkındaki iddialar çığ gibi büyüyor. Yönetim tarzı, şeffaflıktan uzak tavırları ve geçmiş görev yerlerinden taşınan şaibeler, kamuoyu nezdinde sabrı taşırmış durumda. Medya artık onu değil, onun gitmemesini haber yapacak noktaya geldi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kurmaylarının birbiri ardına açtığı telefonlar, Halisçelik için alarm zilinden fazlasıydı: Siyaseten fişi çekildi. Parti kaynakları, bu uyarıların “son çağrı” niteliği taşıdığını, artık Ankara’nın da bu ismi gözden çıkardığını net bir dille ifade ediyor. Bu temaslar, yalnızca bürokratik bir müdahale değil, açıkça “yolun sonu geldi” mesajıydı.
Kulislerden gelen bilgiler ürkütücü. Halisçelik’in yakın çevresine kapandığı, ağır bir psikolojik baskı altında olduğu konuşuluyor. Görev alanı daraldı, yetki alanı sıfırlandı, siyasi desteği buharlaştı. Bürokrasi tarihindeki en sert yalnızlaştırma operasyonlarından biri yaşanıyor. İstifa ise artık bir “ihtimal” değil, zamanlaması belirsiz bir “zorunluluk”.
Bursa’da ziller çalmıyor, alarmlar çalıyor.
Ergül Halisçelik artık fiilen değil, sadece resmen görevde. Belediye içinde güven kaybı, kamuoyunda inandırıcılık erozyonu ve siyasi merkezden gelen dışlayıcı mesajlarla birlikte çöküş tamamlandı. Bu yalnızca bir bürokratın düşüşü değil, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yönetim kurgusunun da baştan sorgulanması gerektiğinin acı bir göstergesi.