Zeki Baştürk Yazdı: “Artık Havadan Sudan Konuşmak Gerek!”

Zeki Baştürk Yazdı: “Artık Havadan Sudan Konuşmak Gerek!”
Yayınlama: 25.08.2025
A+
A-

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Zeki Baştürk, bu haftaki yazısında deyimlerin günlük hayattaki karşılıklarına dikkat çekti. Baştürk, “Havadan sudan konuşmak” deyiminin artık sadece boş sohbetleri değil, doğrudan yaşamın merkezini işaret ettiğini vurguladı.

“Eskiden önemsiz mevzular için kullanılırdı bu tabir. Ama artık hava da su da yaşamsal krizin tam ortasında. Bu nedenle havadan da sudan da konuşmak zorundayız” diyen Baştürk, iklim krizinin geldiği boyutun göz ardı edilemeyecek kadar ciddi olduğunu ifade etti.

Yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Havalar nefes alınmaz hale geldi. Hissedilen sıcaklık şehir merkezlerinde 45 dereceleri buluyor. Barajlar alarm veriyor, musluklardan su damla damla akıyor. Eskiden her mahallede bir çeşme olurdu, artık sokak çeşmesi görmek mucize. Köyler susuz, tarlalar çatlamış, sebzeler cılız, meyveler tatsız. Çünkü toprağa su inmiyor, çünkü doğa kuruyor.”

Baştürk ayrıca, iklim krizinin artık bilimsel raporlarda değil, sokaktaki hayatın içinde hissedildiğini ve buna rağmen gerekli adımların atılmadığını da sert bir dille eleştirdi:
“Artık mesele gündelik bir sohbet değil. Bu bir yaşam mücadelesidir. Hâlâ ‘mevsimler böyle’ diyerek geçiştirenlerin günü değil, doğaya saygı duyanların, sorumluluk alanların günü gelmeli.”

Zeki Baştürk, hem yerel yönetimlere hem de vatandaşlara ortak akıl ve ortak sorumluluk çağrısıyla yazısını tamamladı:
“Hava da su da bizim. Onlara sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır.”

İşte o yazının tamamı…

HAVADAN SUDAN KONUŞMAK

“Havadan sudan konuşmak”.  Genellikle ve  çoğu kez önemsiz, boş konuşmayı anlatır.
Günümüzde anlam değiştirmişe  benziyor. Bugün gerçekten havadan da sudan da konuşmak gerekiyor; çünkü hava da su da  tam yaşamın merkezinde.

Havalar bunaltıcı. Yakıcı bir sıcaklığa dönüştü. Sefes almak bile zor. Sular azaldı; sokak çeşmeleri yok artık. Barajlar alarm veriyor. Yaşadığımız iklim krizi, artık gündelik bir söyleşi  konusu  değil, yaşamın ta kendisi. Kentlerde su kesintileri başladı. Musluklardan damla damla su akıyor. Köyler zaten suya ulaşamıyor.  Dereler ,ırmaklar, göller  kurudu. Sebzeler, meyveler susuzluktan cılız kaldı.

Üstelik bu tablo, ülkenin durumuna  da çok benziyor.
Nasıl ki sıcak hava insanı tüketiyorsa, ülkenin yakıcı sorunları da halkı tüketiyor.
Nasıl ki suyun azalması bir kıtlığı, bir yokluğu işaret ediyorsa, halkın cebindeki para da azalıyor; umut azalıyor, güven azalıyor.

“Havadan sudan konuşmak” belki de artık gereksiz değil. Çünkü hava da su da, ülkenin durumu  da, konuşulmadıkça içimizi daha çok acıtıyor. İklim krizi bilim insanlarının değil işçinin, emekçinin,  köylünün,  tüm yoksulların cebine, gündelik yaşamına dokunuyor.
Bir yanda geçim sıkıntısı, açlık sınırının altında ezilen milyonlar, diğer yanda yükselen fiyatlar, zamlar, işsizlik. Toplumun suyunu çekmişler sanki. Güvensizlik, umutsuzluk, adaletsizlik kurak bir tarlanın çatlamış toprağı gibi her yere yayılmış.

Siyasetçiler hâlâ “havadan sudan” konuşuyor. Kuru laflar, boş vaatler, birbirine çalınan suçlamalar… Ama halkın sırtındaki yükü hafifletecek, taşamı kolaylaştıracak çözümler yok. İnsanlar pazar filesini dolduramıyor, faturalarını ödeyemiyor, gençler geleceğini göremiyor.

Demek ki bugün havadan sudan konuşmak gereksiz değil. Çünkü hava da su da, ekmek de, umut da ortak derdimiz. Ve artık kimsenin lüksü yok boş sözlere kulak vermeye.

Zeki BAŞTÜRK

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.