Son dönemde yapılan kamuoyu yoklamaları, halkın giderek artan bir farkındalık içinde olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik daralma, enflasyonun yükselişi, geçim sıkıntısı, emeklilerin çaresizliği, gelir adaletsizliği ve vergideki eşitsizlik; toplumsal reflekslerin güçlenmesine neden oluyor. Bu tablo, halkın hak arama ve sorgulama cesaretini artırıyor.
Peki ya gençler?
Yıllardır “duyarsız, ilgisiz, sorumsuz” etiketleriyle yaftalanan gençlik gerçekten öyle mi? Toplumun geleceği olan gençler, bu uyanışın neresinde?
İşte tam bu noktada ben de Z kuşağına daha yakından bakma ihtiyacı hissettim. Gördüm ki, gençler artık susmuyor. Dijital dünyada fikirlerini korkusuzca ifade ediyor, haklarını savunuyor, yaşanan adaletsizlikleri dillendiriyor. Sadece sosyal medyada değil; okulda, sokakta, kürsüde, hatta sandıkta da seslerini yükseltiyorlar.
Gençler, yaşanan sorunların farkında. Daha iyi bir gelecek için mücadele etmek istiyorlar. Çevreye, eğitime, özgürlüğe, liyakate ve adalete duyarlılar. Onlar artık sadece izleyen değil; yöneten, değiştiren ve dönüştüren olmak istiyor.
Evet, bugün sorunlarımız ağır. Ancak geleceğe dair umudumuz da gençlerde saklı.
Yüzümüzü güldürecek olan, bu bilinçli ve mücadeleci gençliktir.
Unutmayalım, yarın onlara ait.
Ve o yarın, bugünden çok daha aydınlık olabilir…
Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı Zeki Baştürk makalesinde;
Son zamanlarda yapılan sormacalarda(anketlerde) halkın uyanışına tanık oluyoruz. Ekonomik tablonun gittikçe ağırlaşması bunda önemli bir etken elbette. Geçim sıkıntısı, yüksek enflasyon, alım gücünün düşük olması, emeklilerin düştüğü durum, vergide ve gelir dağılımında eşitsizlik, adaletsizlik, yarınlara olan güvensizlik halkın hak arama mücadelesine ayna tutuyor. Bu somut bir gerçek.
Ben, duyarsız, ilgisiz, sorumsuz diye adlandırılan gençliğin sorunlara sahip çıkışını merak ettim. Halkın uyanışında Z kuşağının rolü ve etkisi var mıdır? Bunun için gençliği çözümlemeye( analiz etmeye) çalıştım.
Günümüzün gençliği Z kuşağı olarak anılıyor, biliniyor. 1997–2012 yılları arasında doğanlar Z kuşağı deniliyor. Gözlemlerime ve izlenimlerime göre bu kuşağın halkın uyanışındaki rolü ve etkisi oldukça belirgindir. Bunu birkaç başlık altında değerlendirmeye çalışayım:
Dijital Okuryazarlık ve Bilgiye Erişim, bu kuşağın en önemli özelliğidir. Z kuşağı ( sanalağ) internetle büyümüş ilk kuşaktır. Bu nedenle bilgiye hızlı erişim, yanlış bilgiye karşı eleştirel düşünme ve dijital platformlar aracılığıyla organize olma konularında oldukça etkilidir. Toplumsal olaylara ilişkin farkındalıkları çoğu zaman geleneksel medyadan değil, sosyal medyadan biçimlenir.
Sosyal Medyayı çok etkili ve etkin biçimde kullanırlar. Z kuşağı, sosyal medya platformlarını salt eğlence için değil, aynı zamanda protesto, bilinçlendirme ve örgütlenme için de kullanır. Etiketleme kampanyaları, dijital boykotlar ve yüksek etkileşim ve paylaşımlarla kamuoyunun dikkatini çeker ve siyasi/toplumsal baskı oluşturur.
Yaşama bakış açıları, yaşam felsefeleri Değer Odaklı Yaklaşım olarak adlandırılır.
Z kuşağı, adalet, eşitlik, çevre, insan hakları gibi evrensel değerlere yüksek duyarlılık gösterir. Toplumsal uyanış süreçlerinde bu değerleri merkez alarak hem kendi kuşağını hem de diğer kuşakları etkilemektedirler.
Geleneksel uygulamalara sorgulayıcı, Otoriteye Eleştirel Yaklaşım içindedirler.
Geleneksel otorite yapılarına karşı daha sorgulayıcı ve bağımsız bir tavır takınmaları, sistemin sorgulanmasına ve alternatif arayışların doğmasına katkı sağlar. Bu da toplumsal dönüşüm süreçlerine ivme kazandırır.
Ülkemizde ve dünyada yaşanan olayları Küresel bakış açılarıyla anlamaya çalışırlar. Z kuşağı, dünya ile daha bağlantılıdır. Yerel bir sorunla ilgili küresel örnekleri görebilir, benzer direniş ve uyanış hareketlerinden esinlenir. Bu da onları daha donanımlı ve bilinçli kılar.
Sonuç olarak Z kuşağı, halkın uyanışında hem ayraç hem de taşıyıcı güçtür. Yeni medya araçlarıyla bilgi üretip yayabilmeleri, eleştirel ve değer odaklı bir kuşak olmaları, toplumsal bilinçlenmeyi hızlandırmakta ve dönüşüm süreçlerine etkin olarak katkı sağlamaktadır.
Gençlik her dönemde , her ortam ve koşulda toplum sorunlarına sahip çıkan bir kesimdir. Hiç kimseyi, hiç bir kesimi iyice tanımadan, çözümlemeden haklarında önyargılı davranmamalıdır. Ulu önderimiz Atatürk’ün güvendiği , ülkeyi emanet ettiği gençliğe hepimiz güvenmeliyiz. Çünkü onlar geleceğimiz. Umudumuz gençliktedir. Yüzümüzü gençler güldürecek.
Herkesin, hepimizin yüzünün güldüğü günleriniz olsun.
Zeki BAŞTÜRK