Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, düzenlediği basın toplantısında iki önemli konuya dikkat çekti: İsrail ve ABD’nin dayattığı “Gazze Planı” ile Doğu Türkistan’ın 76 yıllık işgali. Bekin, hem Filistin halkının yalnız bırakıldığını hem de Doğu Türkistan’daki Müslüman Türklere yönelik baskıların görmezden gelindiğini ifade etti.
Doğan Bekin, basın toplantısında ilk olarak İsrail ve ABD’nin Filistin’e yönelik politikalarını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce yaptığı “Filistin halkının yanında olacağız” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Bekin, BM Genel Kurulu ziyareti sırasında ABD ve İsrail’in hazırladığı 20 maddelik Gazze planına onay verilmesini çelişkili bir tutum olarak değerlendirdi.
Bekin, söz konusu planın “Filistinlilerin çıkarlarını yok sayan bir tuzak” olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu plan, adeta ikinci Sevr’i çağrıştırıyor. Filistinlilerin lehine hiçbir olumlu madde içermemektedir. Gazze’nin kontrolü Filistinlilerin elinde olmayacaksa, ortada gerçek bir egemenlikten söz edilemez.”
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD dönüşünde yaptığı açıklamalara da değinen Bekin, şu sözleri hatırlattı:
“Netanyahu, ‘Her şey mükemmel gidiyor. Hamas izole edildi, dünya bizim şartlarımızı kabul edecek’ diyerek planın özünü itiraf etmiştir. Bu tablo, Gazze’nin geleceği için son derece tehlikeli bir çerçeve ortaya koymaktadır.”
Bekin, Türkiye’nin Filistin meselesinde daha kararlı bir tavır alması gerektiğini vurgulayarak, “Filistinlilerin yalnız bırakılması kabul edilemez” dedi.
Basın toplantısının ikinci bölümünde Doğan Bekin, Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarına değindi. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da iktidarı ele geçirdikten sonra Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ni işgal ettiğini hatırlatan Bekin, o tarihten bu yana Müslüman Türklere yönelik sistematik baskıların sürdüğünü belirtti.
Bekin, Çin yönetiminin “Çinlileştirme Projesi” kapsamında camileri ve mezarlıkları hedef aldığını belirterek, “8.600 cami ve sayısız Müslüman mezarlığın yıkılması büyük bir insanlık ayıbıdır” dedi.
Ayrıca Çin’in stratejik “Tek Kuşak, Tek Yol” projesinde Doğu Türkistan’ın jeopolitik önemine dikkat çeken Bekin, bölgedeki Müslümanların “konsantrasyon kamplarına” alındığını ve dini, kültürel kimliklerinin yok edilmeye çalışıldığını vurguladı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in raporuna da değinen Bekin, raporun Çin’in baskılarını tam anlamıyla ortaya koyamadığını, bunun da Pekin yönetiminin dezenformasyon çabalarının bir sonucu olduğunu söyledi.
Doğan Bekin, İslam dünyasına ve Türkiye hükümetine çağrıda bulunarak sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm karşısında sessizlik kabul edilemez. Türkiye hükümeti söylemden öteye geçmeli, kararlı bir tavır sergilemelidir. Çin’in soykırım politikalarına karşı İslam dünyası ortak hareket etmelidir.”