Türkiye’de son iki yılda yaklaşık 450 bin kişinin yurt dışına göç ettiği bildirildi. Bu rakamlar, ülkeden ayrılma eğiliminin geçici bir durum olmadığını, aksine sürekli ve artan bir trend haline geldiğini gösteriyor. Göçteki artışın en önemli sebepleri ise ekonomik, sosyal ve gelecekle ilgili beklentiler olarak sıralanıyor.
HABER SEVGİ YILDIZ
Göçün Temel Nedenleri
-
Ekonomik Faktörler
-
Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı
-
Alım gücündeki düşüş
-
İşsizlik ve güvencesiz çalışma koşulları
-
Nitelikli iş gücünün yeterli ücret ve imkân bulamaması
-
Bu ekonomik zorluklar, özellikle gençler ve beyaz yakalı çalışanlar için yurt dışını cazip bir seçenek haline getiriyor.
-
Sosyal ve Psikolojik Etkenler
-
Gelecek kaygısı
-
Toplumsal kutuplaşma hissi
-
Sosyal adalet ve fırsat eşitliği algısındaki zayıflama
-
Bireyler, sadece ekonomik sebeplerle değil, aynı zamanda daha güvenli ve öngörülebilir bir yaşam arayışında da göç etmeyi tercih ediyor.
-
Eğitim ve Kariyer Odaklı Göç
-
Öğrencilerin yurt dışında eğitim alma isteği
-
Akademisyenlerin ve uzmanların daha iyi araştırma ve çalışma koşulları arayışı
-
Uluslararası şirketlerde kariyer yapma hedefi
-
Bu durum, uzun vadede Türkiye için beyin göçü riski oluşturuyor.
Göç Eden Profiller
-
Genç nüfus (18–35 yaş)
-
Üniversite mezunları ve meslek sahibi bireyler
-
Mühendisler, yazılımcılar, doktorlar, akademisyenler
-
Öğrenciler ve yeni mezunlar
Bu veriler, göçün yalnızca sayı açısından değil, niteliksel açıdan da önemli bir boyuta ulaştığını gösteriyor.
Türkiye Açısından Olası Sonuçlar
-
Nitelikli iş gücü kaybı
-
Üretken nüfusun azalması
-
Uzun vadede ekonomik büyümenin yavaşlaması
-
Sosyal yapıda ve demografik yapıda değişim
Öte yandan, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oluşturduğu diaspora, doğru politikalarla bilgi, sermaye ve deneyim aktarımı açısından bir fırsata dönüştürülebilir.
Genel Değerlendirme
Son iki yılda 450 bin kişinin yurt dışına göç etmesi, Türkiye’de bireylerin gelecek planlarını tekrar gözden geçirdiğini ortaya koyuyor. Bu göç eğiliminin azalması için sadece kısa vadeli önlemler değil, ekonomik istikrar, hukuki güvence, eğitim ve istihdam politikalarında uzun vadeli reformlar hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, göç, sadece bireysel bir tercih değil, toplumsal ve yapısal bir sorun haline gelebilir.
