Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu’ndan Sert Ekonomi Uyarısı: “Türkiye Yol Ayrımında, Reformlar Artık Zorunluluk!”
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye ekonomisine ilişkin kapsamlı ve çarpıcı bir değerlendirmede bulunarak, ülkenin artık günü kurtaran geçici çözümlerle değil, uzun vadeli ve sürdürülebilir reformlarla yol alması gerektiğini söyledi. Yardımcıoğlu, “Türkiye bir yol ayrımında. Büyüme rakamlarının ardında derinleşen yapısal sorunlar var” ifadeleriyle ekonomideki kırılganlığı net bir biçimde ortaya koydu.
Prof. Dr. Yardımcıoğlu’na göre Türkiye ekonomisinin temel problemleri birbirini besleyen bir zincir oluşturuyor: yüksek enflasyon, gelir adaletsizliği, üretim eksikliği ve kurumsal güvensizlik.
“Bu sorunlar artık geçici pansumanlarla çözülemez. Türkiye’nin köklü bir ekonomik ve yönetsel reform sürecine girmesi şart.”
Yardımcıoğlu, mevcut ekonomik yaklaşımın “rakamlarla makyajlanmış bir tablo” sunduğunu belirterek, esas meselenin ekonomiyi taşıyan kurumların zayıflığı olduğunu söyledi.
Ekonomik kalkınmanın sadece finansal göstergelerle ölçülemeyeceğini vurgulayan Yardımcıoğlu, kurumsal sağlamlık, hukukun üstünlüğü ve ortak toplumsal değerlerin ekonominin temeli olduğunu ifade etti.
“Ekonomik geleceğimiz, kurumlarımızın kalitesiyle doğrudan bağlantılı. Hukuk güven vermiyorsa, yatırımcı da üretici de bu ülkede kalıcı olamaz.”
Türkiye’de hukuk güvencesi olmadan sürdürülebilir yatırım ortamı oluşamayacağını vurgulayan Yardımcıoğlu, özellikle mülkiyet hakkı ve sözleşme güvenliği konularında kararlı adımlar atılması gerektiğini söyledi.
“Yatırımcı önünü görmek ister. Hukuk ve adalet güvence altına alınmadıkça, ekonomik istikrar sadece bir hayaldir.”
Devlet yönetiminde liyakat, adalet ve şeffaflık ilkelerinin çökmesi halinde sadece ekonominin değil, toplumun da moral değerlerinin çöktüğünü dile getiren Yardımcıoğlu, kamu yönetiminde derin bir reform çağrısında bulundu.
“Ekonomi kadar, umut da liyakatle ayağa kalkar. Kayırmacılık devam ederse, üretim de güven de çöker.”
Türkiye’de eğitim sisteminin üretimden, teknolojiden ve dijital çağın gerekliliklerinden koptuğunu söyleyen Yardımcıoğlu, bilim ve teknoloji temelli bir eğitim seferberliği gerektiğini belirtti.
“Dijital okuryazarlık, analitik düşünce ve yaratıcılık artık kalkınmanın anahtarıdır. Ezberci değil, üreten bir nesil yetiştirmeliyiz.”
Yardımcıoğlu, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek en önemli faktörün üretim kapasitesi olduğunu vurguladı. İhracat odaklı, çevre dostu, yüksek teknolojili üretim modellerinin artık kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“Yeşil ekonomi, sadece çevresel değil; ekonomik bağımsızlığın da teminatıdır.”
Kadınların, gençlerin ve girişimcilerin ekonomideki yerinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Yardımcıoğlu, adil gelir dağılımının sürdürülebilir refahın ana unsuru olduğunu vurguladı.
“Kalkınmanın ölçüsü borç değil, emeğin karşılık bulmasıdır. Gerçek refah, toplumsal adaletle mümkündür.”
Türkiye’nin büyük bir tarihsel birikime ve güçlü insan kaynağına sahip olduğunu hatırlatan Yardımcıoğlu, bu potansiyelin liyakat, hukuk ve akılla birleştiğinde ülkenin yeniden yükselişe geçeceğini söyledi.
“Refah, sadece kasada değil; toplumun vicdanında inşa edilir.”
Prof. Dr. Yardımcıoğlu’nun değerlendirmesine göre Türkiye, “otobandan önceki son çıkışta” bulunuyor. Eğitimden hukuka, üretimden kamu yönetimine kadar her alanda bütüncül bir reform seferberliği başlatılmazsa, ülkenin ekonomik ve toplumsal dengeleri daha da kırılgan hale gelecek.
“Türkiye’nin değişim yolu; adalet, liyakat, bilim ve eşitlik ekseninde şekillenmelidir. Aksi takdirde yozlaşmış sistem hepimizi içine çeken bir girdaba dönüşür.”
Yardımcıoğlu’nun mesajları, sadece ekonomik göstergelere değil, Türkiye’nin devlet yapısına, hukuk düzenine ve toplumsal dokusuna ayna tutuyor.
Uzmanlara göre bu açıklamalar, Türkiye’nin artık ‘reform ya da durgunluk’ ikileminde olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
“Ülkesine gönülden bağlı teknokratlar öncülüğünde atılacak her adım, Türkiye’nin geleceğini kurtarabilir.
Ancak zaman daralıyor; değişim cesaret, adalet ve akılla başlar.”