EMEKLİLERDEN SİYASET ÜSTÜ SERT ÇIKIŞ: “EMEKLİLER GELECEĞİN YÜKÜ DEĞİL, BU ÜLKENİN ONURUDUR!”
Türkiye’de milyonlarca emeklinin ve emekçinin geçim sıkıntısı derinleşirken, Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu’ndan siyasete çok sert bir uyarı geldi.
Federasyon’un siyasi partilerden sorumlu başkan yardımcısı ve Bursa Emekli ve Emekçiler Derneği Başkanı Sedat Hastürk, yaptığı açıklamada hem iktidara hem muhalefete seslenerek, “Emekliler geleceğin yükü değil, bu ülkenin onurlu geçmişidir” dedi.
Hastürk’ün kaleme aldığı “Emek, Vefa ve Gelecek Hakkında Bir Vicdan Çağrısı” başlıklı açıklama, hem dili hem de sert eleştirileriyle siyasi kulislerde geniş yankı uyandırdı.
Hastürk, eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “emeklilik yaşının yeniden düzenlenmesi gerekebilir” yönündeki sözlerine ağır ifadelerle tepki gösterdi.
Mesajında doğrudan isim vererek seslenen Hastürk şöyle konuştu:
“Sayın Zeybekci ve değerli makam sahipleri…
Bir zamanlar bu toprakların yoksulluğunu, imkânsızlığını yaşamışken; bugün millete sırtınızı dönüp lüks koltuklarda oturuyorsunuz.
Makamlar, halkın alın teriyle kurulmuş yerlerdir; o koltukların altında halkın emeği, gözyaşı vardır.
Siz bu milletin temsilcileri değil, milletin yükü haline geldiniz!”
Açıklamada kullanılan ifadeler, yıllardır emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekerken, “vefa” ve “adalet” kavramlarının altı çizildi:
“Oturduğunuz makamlar sadece bir güç değil, bir sorumluluktur.
O sorumluluk, vefa duymayı, minnet bilmeyi ve bu ülkenin temelini atanlara saygı göstermeyi gerektirir.
Emekliler, yük değil; bu ülkenin omurgası, geçmişin şeref madalyasıdır.”
Sedat Hastürk, “emeklilik yaşını uzatalım” diyen siyasetçilere çok sert yanıt vererek şu ifadeleri kullandı:
“Emeklilik hakkı bir hesap makinesiyle oynayacağınız bir formül değildir!
Bu, bir ömrün alın teriyle kazanılmış karşılığıdır.
‘Yaşı uzatalım, maliyeti düşürelim’ diyerek, insan ömrüyle oynamak ne vicdanla ne adaletle bağdaşır!
Siz, ömrünü bu ülkeye adamış insanların son nefesindeki huzur hakkına göz dikiyorsunuz.”
Açıklamada ekonomik kriz ve enflasyonun en fazla dar gelirli kesimleri vurduğuna dikkat çekilerek, sert bir ekonomik eleştiri de yöneltildi:
“Ekonominin bedelini, en zayıf omuzlara yıkmak kolaydır.
Ama unutmayın: Bu millet, yıllardır hem devletin borcunu hem yönetenlerin hatalarını ödüyor.
Halkın vergileriyle sürdüğünüz saltanat, milletin gönlünde taht kurmaz!
Sizler, vefa yerine nankörlük üretiyorsunuz.”
Hastürk, Türkiye’nin ekonomik planlamasında sosyal adaletin tamamen unutulduğunu belirterek, “Yıllardır bu ülkenin sırtında siz varsınız, halk değil!” diyerek tepkisini dile getirdi.
EYT düzenlemesi üzerinden de mesaj veren Hastürk, emeklilerin haklarını hiçbir siyasi partinin “lütfu” olarak görmediğini belirtti:
“EYT hakkı, kimsenin bahşettiği bir sadaka değildir.
Bu, on binlerce insanın yıllarca verdiği mücadelenin, alın terinin ve kararlılığının sonucudur.
O hak, Anayasa’nın güvencesindedir; kimsenin iki dudağının arasında değildir.
Emekliyi hor görmek, bu ülkenin temelini inkâr etmektir.”
Hastürk, çağrısını yalnızca iktidara değil, Türkiye’deki tüm siyasi partilere yöneltti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti, MHP, CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet, Yeniden Refah, BBP ve Zafer Partisi dâhil tüm liderlere hitaben yapılan çağrıda şu vurgu dikkat çekti:
“Bu çağrı bir partinin değil, bir milletin vicdan çağrısıdır.
Emekliyi unutan, geleceğini kaybeder.
Biz artık susmayacağız!
Emekliler, üretimden çekilse de, vicdandan çekilmedi.
Halkın sırtından saltanat kuranlar, bu milletin sabrını daha fazla sınamasın!”
Sedat Hastürk’ün açıklaması, yalnızca bir emekli temsilcisinin tepkisi değil, Türkiye’de büyüyen sosyal adaletsizlik çığlığının sembolü oldu.
“Emek, Vefa ve Gelecek Hakkında Bir Vicdan Çağrısı” başlıklı bu çıkış, siyaset kurumunun unuttuğu bir gerçeği hatırlattı:
Emekliler bu ülkenin yükü değil, vicdanıdır.
Emeklilerin yaşam mücadelesi artık sadece ekonomik değil; saygı, adalet ve onur mücadelesine dönüşmüş durumda.
Toplumun temel direği olan bu kesimin sesi, giderek yükseliyor — ve bu ses, ülkenin geleceğinde artık duymazdan gelinemeyecek kadar güçlü.