SAĞLIK BAKANLIĞININ HASTANIN HAKLARINI KORUMASI İÇİN İLLA (LGBT) VEYA (TEŞHİRCİ) Mİ OLMAK GEREKİYOR?

SAĞLIK BAKANLIĞININ HASTANIN HAKLARINI KORUMASI İÇİN İLLA (LGBT) VEYA (TEŞHİRCİ) Mİ OLMAK GEREKİYOR?
Yayınlama: 27.08.2025
A+
A-

Av. Cüneyt Bülent Şeker – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazısı

Bu olayda benim görüşüme göre DOKTOR HUKUKEN HAKLI DEĞİLDİR.

Doktor teşhircilerden hoşlanmayabilir. (Bende teşhirciliği tasvip etmiyorum) ama bu doktorun hastayı ret etmesi için hukuken haklı bir sebep teşkil etmez!

Bir doktor ciddi- geçerli bir mazereti olmadan hastayı ret edemez, bu mazeret; “hastanın kendisini daha önce yaralamış olması, hastadan gelen ciddi bir hayati tehtit vs. olması…” gibi ağır sebeplerdir.

İlgili kanunlar gereği doktor çok acil işi olsa dahi yerine aynı nitelikte bir doktor ikame etmeden hastasını terk edemez.

Siyasi-dini-ahlaki görüş farklılıkları, giyim-kuşam tarzı hastayı ret sebebi olamaz. Sağlık hizmeti ile diğer ticari hizmetler karıştırılmamalıdır.

Bu kızın belki acil teşhis koyulması gereken bir göz problemi vardı, belki uzun süre randevusunu bekledi ve doktorun da böyle bir tavır koyacağını bilmiyordu, bilseydi belki bu doktordan randevu almazdı.
Burada çiğnenen bir hak var.

Bu gün doktorun bu tavrını destekleyen sağ-muhafazakar kesim, yarın başka doktorların “Bende çarşaflıyı-örtülüyü muayene etmiyorum” tavrına itiraz edemez, onlar da; “Bizim hastayı seçme hakkımız var…” der geçerler.

Bence birileri bu günlerde toplumu “örtü-açıklık” meselesi üzerimden birbirine düşürmeye çalışıyor ve bu yüzden de eski yaralar kaşıyorlar, bunda da başarılı oluyorlar!

Ancak ben şu “ÇİFTE STANDART’I” kabul edemiyorum;

Covit-19 (Sahte) Salgını döneminde ise aşı olmayan, maske takmayan insanlar muayene edilmedi, şimdi de topuk kanı konusunda bazı sağlıkçı ve doktorlar aynı şeyleri yapıyor.

Aşı bir hastalık bulaştırmayı engeller mi? Hayır aksine aşılı insanların taşıyıcı olduğu resmi ağızlardan açıklandı.

Maskeninde aynı şekilde koruyucu olmadığı uygulamalar ile netleşti, üst üste 2 maske+sperlik takan insanlar hasta oldu.

Hasta olmanın vücuda mikrop girmesinden çok, bağışıklık sistemi ile ilgili olduğunu nihayet modern tıp camiası birazcık anladı.

Zaten maske 4 tarafı açık bir plastik bez parçası, delikleri de 2000 nano mikron büyüklüğünde, virüsler ise 50-200 nano mikron civarında, yani dikenli çit ile sivrisinekleri engellemek gibi bir şeydi bu yapılan.

Ancak maskenin oksijen alımını azalttığı, sürekli nemli olduğu için havadaki tozları tuttuğu, birkaç dakikadan fazla takıldığında bakteri oluşumuna zemin hazırladığı, bunların da bağışıklığı azalttığı, bağışıklığı azalan insanların daha kolay hatalandığı ve uzun süre maske takmanın astım gibi hastalıkları olanları da perişan ettiği görüldü.

Peki bu maske-aşı olmaz ise hastayı muayene etmeyen doktorların yaptığı neydi? “AYRIMCILIK, AŞI-MASKE SATIŞINA DOLAYLI ARACILIK YAPMAK, EN TEMEL İNSAN VE HASTA HAKLARINI ÇİĞNEMEK!”

Ben 28 Şubat (Üstü kapalı darbe) döneminde de baş örtülü, çarşaflı kadınları muayene etmeyen doktorları biliyorum, onlar da sistem tarafından korundular, Hiç birisi hakkında soruşturma açılmadı.

Sistemin “O gücün” emirleri söz konusunu olduğunda hiç bir kanunu tanımadığı, bu konuda ikiyüzlü davrandığı da bir gerçek. Elbette bunlar bağımsız bir hukuk devletinde yaşanacak şeyler değil.

O yüzden ya; “Doktor istediği hastayı kabul eder, istediğini ret eder, bu doktorun keyfine kalmıştır…” düsturunu açıkça kabul edelim. Herkes tipini, giyimini beğenmediği hastayı reddetsin!

Yada artık Global efendilerin (BM-DSÖ-ABD-İSRAİL-TIP KARTELLERİ) emirleri söz konusu olunca hukuka istisna vermeyi bırakalım, Hukuk herkese aynı uygulansın!

Bari Adalet, hukuk, devlet kavramlarını kirletmeyelim.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.