Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu: “Türkiye’nin Geleceği İçin Yapısal Reform Şart”

Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu: “Türkiye’nin Geleceği İçin Yapısal Reform Şart”
Yayınlama: 10.10.2025
A+
A-

Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu yapısal sorunlara dikkat çekerek, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir kalkınma için “kapsamlı yapısal reform” çağrısında bulundu. Yardımcıoğlu’na göre Türkiye’nin en temel sorunları arasında yüksek enflasyon, dışa bağımlılık ve gelir adaletsizliği yer alıyor.


“Güçlü Ekonomi İçin Güçlü Hukuk Şart”

Ekonomik istikrarın yalnızca mali göstergelerle değil, hukukun üstünlüğü ve kurumsal güven temeli üzerine inşa edilebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Yardımcıoğlu, yatırım ortamının güçlenmesi için hukuk devletinin yeniden tahkim edilmesi gerektiğini söyledi.

“Bağımsız yargı, güvenilir kurumlar ve kurumsal şeffaflık olmadan sürdürülebilir bir ekonomik büyümeden söz edilemez. Yatırımcı güveni, yalnızca ekonomik istikrarla değil, adalet sistemine duyulan güvenle de yeniden kazanılabilir. Hem kamu hem özel sektörde hesap verebilirlik kültürünü yerleştirmek zorundayız.”

Yardımcıoğlu, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin yeniden artması için kurumsal güvenin tesis edilmesi gerektiğini belirtti.


Eğitimde Nitelik Uyarısı: “Gençler Sisteme Uymuyor”

Türkiye’de eğitim sisteminin üretim yapısıyla uyumlu olmadığını ifade eden Yardımcıoğlu, genç işsizliğin temel nedenlerinden birinin bu yapısal uyumsuzluk olduğunu vurguladı.

“Eğitim sistemimiz, gençleri üretim ekonomisine hazırlamıyor. Dijital beceriler, eleştirel düşünme ve girişimcilik temelli yeni bir eğitim vizyonuna ihtiyacımız var. Üniversite-sanayi işbirliği hâlâ yeterli düzeyde değil.”

Yardımcıoğlu’na göre Türkiye, “bilgi üretmeyen, ezber odaklı eğitim anlayışı” yerine, yenilikçi ve teknoloji tabanlı bir insan kaynağı politikası benimsemeli.


Üretim ve Teknoloji Odaklı Dönüşüm Çağrısı

Türkiye’nin hâlâ düşük katma değerli sektörlere bağımlı bir ekonomik modelle ilerlediğini belirten Yardımcıoğlu, üretim kapasitesinin yüksek teknoloji, çevre dostu ve ihracat odaklı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.

“Savunma sanayiinde elde edilen başarı, diğer sektörler için de model olmalıdır. Yapay zekâ, biyoteknoloji, yenilenebilir enerji gibi stratejik alanlarda kümelenme modelleri geliştirilmeli; kamu-özel işbirliği bu alanlarda güçlendirilmelidir.”

Yardımcıoğlu, Türkiye’nin bölgesel gücünü kalıcı kılmak için Ar-Ge yatırımlarına ve yenilikçi üretim ekosistemine daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini vurguladı.


Mali Disiplin ve Adaletli Vergi Sistemi Vurgusu

Ekonomik dengelerin sürdürülebilirliği için mali disiplinin önemine değinen Yardımcıoğlu, bunun yalnızca “tasarruf” anlamına gelmediğini belirtti.

“Mali disiplin, harcamaları kısmakla değil; kaynakların adil, şeffaf ve etkin kullanılmasını sağlamakla olur. Vergi sistemini sadeleştirmeli, dolaylı vergilerin oranını azaltmalı ve gelir dağılımındaki adaletsizliği dengelemeliyiz.”

Yardımcıoğlu, “Her kuruşun hesabını millete vermek, ekonomik verimliliğin temelidir,” sözleriyle hesap verebilir mali yönetim anlayışının önemine dikkat çekti.


“Gerçek Refah, Güven ve Adaletle Mümkündür”

Ekonomik kalkınmanın yalnızca büyüme oranlarıyla ölçülemeyeceğini belirten Yardımcıoğlu, ekonomik, hukuki ve çevresel reformların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini söyledi.

“Gerçek refah; güven, adalet ve liyakatle mümkündür. Türkiye’nin bu dönüşümü gerçekleştirecek insan kaynağı ve stratejik kapasitesi var. Yapısal reformlar sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir yeniden doğuştur.”

Yardımcıoğlu, Türkiye’nin geleceği için uzun vadeli vizyon, yapısal kararlılık ve toplumsal mutabakat gerekliliğini vurguladı.


Sonuç: Yeni Bir Ekonomik Dönüşüm Vizyonu

Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu’nun açıklamaları, Türkiye ekonomisinin önünde duran temel engellere ilişkin kapsamlı bir reform perspektifi ortaya koyuyor. Yardımcıoğlu’na göre Türkiye, üretimden eğitime, hukuktan mali sisteme kadar bütüncül bir yaklaşımla hareket ederse “yüksek gelirli ve adil refah toplumuna” ulaşabilir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.