Koreli girişimci Helen Lee, Hindistan’dan sonra Türkiye’yi hedef pazar olarak seçti. Bu kararın arkasında ise bir Türk gazetecinin yazıları var.
50 yaşından sonra hayatını kökten değiştirme cesareti gösteren az sayıda insandan biri Helen Lee. Güney Kore’de 30 yıl boyunca özel akademisinde İngilizce ve Matematik eğitimi verdikten sonra, 2016 yılında bambaşka bir yola saptı. İnsan emeğinin geleceği ve yapay zekâ çağının getirdiği dönüşüm üzerine düşündükçe, akademik başarının artık garanti bir gelecek sunmadığını fark etti. Bu sorgulama, onu cilt bakımı ve doğal kozmetik dünyasına yöneltti. Kendi cildinde denediği doğal bir Kore ürününden aldığı etkileyici sonuç, onu araştırmaya, denemeye ve sonunda bir girişimci olarak ikinci hayatına başlamaya yöneltti.
Helen Lee’nin yeni hayatı yalnızca bir sektör değişikliği değil, aynı zamanda bir vizyon dönüşümünü temsil ediyor. Kendi markasını oluştururken hedefi yalnızca ürün satmak değil, güven ve ilham temelli uluslararası bir ağ kurmaktı. Her ülkede markasını temsil edecek güvenilir ortaklarla çalışmak istiyordu. Hindistan bu vizyonun ilk adımıydı. Dört yıl boyunca uygun partneri aradıktan sonra, Bharat Textile Expo’da Awega Green Technologies LLP’nin CEO’su Karan Sarsar ile tanışarak ilk büyük sıçramasını yaptı. Bu buluşma, Lee için yalnızca bir iş ortaklığı değil, aynı zamanda bir zihinsel yeniden doğuş anlamı taşıdı.
Helen Lee’nin Türkiye’ye olan ilgisi ise tamamen dijital bir rastlantı sonucu başladı. Kore’deki faaliyetleriyle ilgili araştırmalar yapan Gazeteci Boybeyi Çelik, sosyal medya paylaşımlarında ve yazılarında Helen Lee’nin hikâyesine yer verdi. Çelik’in Türkiye’nin girişimciler için fırsatlarla dolu olduğunu anlatan yazıları, Lee’nin dikkatini çekti. Onun gözünde Türkiye, tıpkı Hindistan gibi, gelişen pazarlar içinde dinamik, kültürel olarak zengin ve stratejik bir öneme sahipti.
Lee’nin Türkiye’yi yatırım haritasına almasının en önemli nedenlerinden biri, Çelik’in yazılarından aldığı ilham oldu. Ekonomik potansiyelin yanı sıra kültürel yakınlık ve insani sıcaklık da bu ilgiyi güçlendirdi. Lee bu süreci şu sözlerle anlatıyor:
“Bir gazeteci beni fark etti ve bana şunu söyledi: ‘Bir gazetecinin işi, sizin gibi insanları dünyaya duyurmaktır.’ Bu sözler beni derinden etkiledi. Gözyaşlarımı tutamadım.”
Helen Lee’nin hikâyesi yalnızca bir kariyer değişimi değil; aynı zamanda çağın ruhuna ayak uydurma ve bireysel cesaretin bir göstergesi. Bilgi toplumundan üretim toplumuna geçişte, bireysel kabiliyetlerin küresel etkiler yaratabileceğine olan inancıyla hareket ediyor. Güzellik ürünlerinin ötesinde, kültürel köprüler kurmak, ekonomik iş birliklerini artırmak ve yerel kalkınmaya katkı sağlamak istiyor.
Koreli girişimci, Hindistan’da Kimchi fabrikası ve geleneksel Kore restoranları kurarak hem kendi kültürünü tanıtıyor hem de yerel ekonomiye katkı sunuyor. Aynı modeli Türkiye’ye de uygulamak istiyor. Bu kapsamda, Kore teknolojisini ve bilgi birikimini Türkiye’ye taşımayı, burada üretim ve dağıtım üsleri kurmayı planlıyor.
Lee’nin özellikle gençlere verdiği mesaj umut ve cesaret aşılıyor:
“Büyük hayaller kurun. Gerekirse yeniden başlayın. Dünya, güzelliğe, nezakete ve vizyona inananlara aittir.”
Helen Lee’nin hikâyesi yalnızca kozmetik sektöründe başarılı bir girişimcinin öyküsü değil. Aynı zamanda ikinci hayatını kurma cesareti gösteren, çağın gereklerine kulak vererek değişen bir bireyin ve kadının hikâyesi. Bugün 59 yaşında olan Helen Lee, global bir girişimci, kültürel bir köprü kurucusu ve umut veren bir figür olarak Türkiye’de yatırım yapmaya hazırlanıyor.
Ve bu hikâyede, dijital bir tesadüf ile tanıştığı bir Türk gazetecinin yazıları, ekonomik anlamda da sonuç doğuran bir tanıtım gücüne dönüşüyor. Gazeteci Boybeyi Çelik’in kaleme aldığı yazılar, girişimcilik dünyasında ilhamın yalnızca ürünle değil, doğru kelimelerle de taşınabileceğini kanıtlıyor.