Ali Yazır – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı
Bugün hepimizin kabul etmesi gereken acı bir gerçek var: Toplumsal yapımız, ahlaki ve karakter erozyonunun pençesinde. Çalışanlarımızın büyük bölümü asgari ücretle hayat mücadelesi verirken, zenginleşen küçük bir azınlık ile geniş halk kesimleri arasındaki uçurum giderek büyüyor. Sosyolojik dengemiz bozuluyor, kültürel köklerimizden uzaklaşıyoruz.
İnsanımız umutsuz… Çalışmaktan kaçıyor, üretmek yerine kolay yoldan zengin olma hayaline kapılıyor. Üniversite mezunu ama gerçek anlamda eğitimden yoksun kalabalık bir kitle, ne kendisi için ne de toplum için yeni fikirler üretiyor. Eğlenceye, tüketime, futbola gösterilen ilgi; bilim, sanat ve üretime gösterilmiyor. Öte yandan hırsızlık, yolsuzluk ve suç vakaları da her geçen gün artıyor. Eğer bu gidişat değişmezse, ülkenin kaderi karanlık görünmektedir. Ancak bu böyle gitmemeli, gidemez!
Gördük ki milletimizin kurtuluşunun anahtarı, günübirlik siyasette değil; köklü ve ahlaki temelleri güçlü bir eğitim sistemindedir. “Gerçek özgürlük, insanın kendini eğitmesiyle başlar.” Bu anlayış, topluma yeniden umut aşılamalıdır.
Okullarımızın statüleri yeniden düzenlenmeli; öğretmenler sadece ders anlatan değil, aynı zamanda çocuklara erdem, sorumluluk ve çalışkanlık aşılayan rehberler olmalıdır. Düşünce dersleri, çocuklara düşünmeyi öğreten bir müfredatın parçası haline gelmelidir. Bizim nesil, adabı muaşereti okullarda öğrenmişti. Neden bugünkü kuşak bundan mahrum kalsın?
“Bir milleti yüceltmek istiyorsanız, öğretmenlerini iyi eğiterek yüceltin.” İşte bu anlayış, ülkenin temel direği olmalıdır.
İmamlar, öğretmenler, devlet görevlileri halka örnek olmalı. Fedakâr, sade ve halktan kopmayan bir yaşam sürmelidirler ki, toplum onlardan ilham alabilsin. Halk, internetten veya sahte kahramanlardan değil; bizzat hayatına dokunan bu öncü kadrolardan bilinçlenmelidir.
Halkın işten kaçma, kolay zengin olma ve tembellik alışkanlığı yerini çalışkanlığa, üretime ve imece kültüründeki gibi toplumsal dayanışmaya bırakmalıdır. Çünkü bir millet küçük ama istikrarlı adımlarla ayağa kalkar.
Bir milletin dönüşümünün sırrı eğitim, ahlak, çalışkanlık ve millet sevgisindedir. Kurtuluş, liderlerden değil, halkın bilinçlenmesinden geçer. İnsan değişirse toplum değişir, toplum değişirse devlet de değişir.
Bugün içinde bulunduğumuz kaostan çıkışın yolu, işte bu dört temel değerden geçiyor:
Eğitim, ahlak, çalışkanlık ve özveri.
Belki de tam şimdi, farklı ve yeni yollarda yürümeye başlama vaktidir.