Araştırmacı Yazar Murat Çakmak’ın kaleminden
Muğla’nın Milas ilçesinde yaşanan zeytin katliamı, yalnızca bir çevre sorunu değil; bir ülkenin, bir milletin geleceğini tehlikeye atan derin bir krizin habercisidir.
Yeni maden yasası ile birlikte yalnız Muğla değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki zeytinlikler, ormanlar, meralar, tarım arazileri, hatta doğal sit alanları bir bir kıyıma uğruyor.
Özellikle Akbelen Ormanı, İkizköy halkının direnişine rağmen, kömür çıkarılacak maden sahasına dönüştürülmek isteniyor. Kesilen her zeytin ağacı, sadece bir ağaç değil; bir köylünün geçimi, bir çocuğun geleceği, bir milletin mirasıdır.
*
Zeytin, Kur’an’da adı geçen, Allah’ın üzerine yemin ettiği kutsal bir ağaçtır. Kuraklığa direnir, su istemez, zahmetsizdir. Her bir yaprağı, meyvesi şifadır. Peki neden bu ağaca kıyılıyor?
Bugün yapay kuraklık senaryoları konuşulurken, en az su tüketen ve en verimli ağaç türü olan zeytin neden madenlere kurban ediliyor?
Köylünün bağrından sökülen bu ağaçlar kesilince, geriye ne kalacak?
Sadece bir ağaç mı?
Hayır!
Bir kültür, bir ekonomi, bir gelecek yok ediliyor!
*
Zeytin, gariban sofralarının vazgeçilmezidir. Zeytinyağı, bir zamanlar fakirin yemeğiydi; şimdi zengin marketlerde etiketleriyle yarışıyor. Bu hızla gidersek, zeytinyağını eczanelerde reçeteyle alır hale geleceğiz.
*
İkizköy halkı direniyor.
“Zeytinliklerimiz bizim geçim kaynağımız” diyorlar.
Ancak sesleri duyan var mı?
*
Unutmayalım:
Kesilen bir zeytin ağacı değil,
bir halkın direnişi,
bir milletin geleceği,
bir ülkenin vicdanıdır.
Bu kıyım durdurulmazsa;
Bugün zeytin,
Yarın buğday,
Sonra hayat kesilir…
Murat Çakmak
Araştırmacı Yazar