Mehmet Emir Aksoy: “Modern Köleliğin Zirvesindeyiz, Bu Sessiz Çığlığa Kulak Verin!”

Mehmet Emir Aksoy: “Modern Köleliğin Zirvesindeyiz, Bu Sessiz Çığlığa Kulak Verin!”
Yayınlama: 24.10.2025
A+
A-

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı, uluslararası ilişkiler uzmanı ve siyaset bilimci Mehmet Emir Aksoy, çarpıcı bir yazıyla Türkiye’nin modern kölelik sıralamasındaki vahim yerini gündeme taşıdı. Dünya Kölelik Endeksi verilerine göre Türkiye’nin Avrupa ve Orta Asya’da birinci, dünyada ise beşinci sırada yer almasının “yalnızca bir veri değil, sessiz bir çığlık” olduğunu vurguladı.

“İstatistik değil, çöküşün resmi”
Aksoy, “Bir dönem üretim gücüyle, genç nüfusuyla, umuduyla övünen bu ülke, bugün içten içe tükenmenin sancısını yaşıyor” diyerek, iktidarın hamasetle örttüğü gerçeklerin artık saklanamaz boyuta geldiğini belirtti.

“Modern kölelik ve gıda krizi: Türkiye’nin yeni kimliği”
Gıda enflasyonunda da dünya birincisi olan Türkiye’nin, şimdi de modern kölelikte öne çıkmasının ulusal onurla bağdaşmadığını vurgulayan Aksoy, “Bu tablo sadece yoksulluğu değil, insanlık onurunun da ayaklar altına alındığını gösteriyor” dedi.

“Emeğin karşılığı yoksa, umut da yok olur”
“İnsan emeğiyle yaşar. Ama emeğin karşılığı yoksa, umut da yok olur” sözleriyle yazısını bitiren Aksoy, mevcut yönetim anlayışının toplumu çöküşe sürüklediğini, sürdürülebilir bir gelecek için acil yapısal reformların şart olduğunu vurguladı.

Toplumsal vicdana, dayanışmaya ve adaletli yönetime duyulan ihtiyacın her zamankinden daha yakıcı hale geldiğini ifade etti.

“Bir Ülkenin Aynası: Modern Kölelik ve Sessiz Çöküş”

Dünya Kölelik Endeksi verilerine göre Türkiye, Avrupa ve Orta Asya’da birinci, dünyada ise beşinci sırada yer aldı. Rakamların dili acıdır; ancak asıl acı olan, bu tablonun birer istatistik değil, bir toplumun sessiz çığlığı olmasıdır. Bir dönem üretim gücüyle, genç nüfusuyla, umuduyla övünen bu ülke, bugün adeta içten içe tükenmenin sancısını yaşıyor.

Daha önce de gıda enflasyonunda yüzde 36 ile dünya birinciliğini kimseye bırakmayan Türkiye, şimdi modern kölelikte aynı sıralarda anılıyor. Bu ülkenin evlatları olarak, bu tablo bizleri yalnızca üzmekle kalmıyor; onurumuzu, geleceğe olan inancımızı da derinden yaralıyor. Her geçen gün ağırlaşan geçim sıkıntısı, artık sıradan bir ekonomik sorun değil, toplumsal bir çöküşün habercisidir. İnsan, emeğiyle yaşar. Ama emeğin karşılığı yoksa, umut da yok olur.

Bugün Çin, yüzde 90 oranında konut sorununu çözmüş bir ülke. Buna karşın Türkiye’de kira ortalaması neredeyse asgari ücrete denk gelmiş durumda. Barınma, artık en temel insan hakkı olmaktan çıkıp, bir kesimin ayrıcalığı haline geldi. Bu tablo sadece ekonomik değil; aynı zamanda ahlaki bir çürümenin de göstergesi. Barınamayan, beslenemeyen, güvencesiz bir toplum, sessiz bir öfkeyle birikiyor.

Ve ne yazık ki bu öfke, artık yalnızca yüreklerde birikmiyor; sokaklarda gencecik çocukların ölümlerinde, kadın cinayetlerinde, her geçen gün artan suç örgütlerinin işlediği travmatik cinayetlerde karşımıza çıkıyor. Toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor, vicdanlarımız her gün biraz daha köreliyor.

Türkiye Cumhuriyeti artık bir eşiktedir. Bu eşiği aşmanın tek yolu, birbirini suçlayan değil, birbirini duyan bir toplumsal akılla hareket etmektir. Ülkenin öncelikli sorunlarına samimiyetle eğilen, her kesimin söz hakkı olduğu yeni bir uzlaşı dönemine ihtiyaç var. Çünkü geleceği ancak birlikte inşa edebiliriz.

Sakallı Celal’in dediği gibi:
“Bastonumu soksam yeşertecek kadar verimli bu Anadolu toprağından, üzerinde yaşayan insanları doyuracak kadar ürün alamamayı başardığımız için ne kadar alkışlansak yeridir.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.