“LİYAKATSİZ YÖNETİM İKTİDARA GÖTÜREMEZ!”

Bursa’da, CHP Örgütü’nün içinde bulunduğu çürümüşlük, liyakatsiz yönetim ve adaletsiz atamalar artık kamuoyunun gözlerinden kaçmaz oldu. Son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik gelen eleştirilerin başında, CHP’li yöneticilerin halkı değil, kendi çıkarlarını gözeten bir anlayışla hareket etmeleri yer alıyor. Özellikle Erdoğan Kaçar ratafından yapılan eleştiriler, partinin içindeki çürük düzeni ve haksızlıkları açıkça gözler önüne seriyor.

“CHP’yi yalnızca şahsi çıkar kapısına dönüştüren, liyakat ve halkçılık değerlerini hiçe sayan bir yönetim anlayışı, partiyi iktidara taşıyamaz!”

Bursa’da CHP’nin tıkanan ve çürüyen yapısına dair çok sert eleştiriler gelmeye devam ediyor. Özellikle Erdoğan Kaçar’ın gündeme getirdiği; il yönetimindeki uygulamalar, partinin kuruluş ilkelerine aykırı bir şekilde şekillenmiş durumda. Bursa’da 55 bin kayıtlı üye varken, neden aynı akrabalar defalarca önemli görevlere atanıyor? Liyakatli ve örgütte karşılığı olan insanlar yok sayılıyor, örgüt içindeki adalet duygusu yok oluyor.

Erdoğan Kaçar, “partiyi adeta kendi çiftlikleri gibi yönetiyorlar!”

Kaçar; altını çizdiği en önemli konu ise sert eleştiriler, “BOP plakalı” makam aracının lüks ve israfı üzerinden de yükseliyor. İl Başkanının, halkın parasını ve CHP’nin temel değerlerini hiçe sayarak, lüks içinde bir yaşam sürmesi, partiye zarar veren en büyük unsurlardan biri. Kendisinin halkçı bir siyasetçi olduğunu söyleyen bu kişiler, yönetim anlayışındaki çürümeyi ne yazık ki bir türlü göremiyorlar. Her gün halkla iç içe olmak, sorunlarını dinlemek gerekirken, sarayvari bir yaşam tarzını benimsemek, CHP’nin ruhuna tamamen ters bir tutum olduğunun altını çiziyor.

“Saray gibi bir makam aracına binen il başkanı, CHP’nin halkçı ruhunu öldürüyor!”

“Tabela ışıkları yanmıyor, halkçılık ruhu sönüyor!” diyerek, partinin kurumsal kimliğine sahip çıkılmadığını vurgulayan eleştirmenler, CHP İl binasının tabela ışıklarının bile iki yıldır tamir edilmediğini hatırlatıyor. Bursa’da 550’ye yakın tabela firması varken, bu kadar basit bir işin çözülememesi, partinin yönetimsel zafiyetini gözler önüne seriyor. Bu, sadece yönetimsel bir ihmal değil, CHP’nin halkçı kimliğine ve ilkelerine aykırı bir hareket olarak değerlendiriliyor. Erdoğan Kaçar, yeni seçilen il yönetiminin “partinin görsel kimliğine bile saygı göstermiyor.” diye uyarıyor

“Halkçı olmak için önce halkı temsil etmek gerekir!”

CHP’nin halkçı ve liyakatli bir yönetim anlayışıyla iktidara gelmesi gerektiğini belirten eleştiriler, Erdoğan Kaçar; sert bir çağrı yapıyor: “Eğer bu kadar kolay makam aracıyla geziyor ve halkın ihtiyaçlarını görmüyorsanız, halkçı bir yönetimden bahsedemezsiniz!”

“CHP, halkçı bir yönetim anlayışıyla iktidara gelmeli. Lüks ve israf değil, adalet ve liyakat ön planda olmalıdır.”

Partinin liyakatli kadrolarla iktidara gelmesinin önündeki en büyük engelin, Erdoğan Kaçar, il başkanı gibi kişilerin oluşturduğu liyakatsiz yönetim anlayışı olduğuna dikkat çekiliyor. “Tabela ışıklarının bile yanmadığı, halkın sesine kulak tıkanan” bir yönetim anlayışı, CHP’yi ikrar ve halkın desteğiyle iktidara taşıyamaz.

“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”

CHP’nin başarısı, örgütün temel değerlerine ve ilkelerine bağlı kalan, halkçı ve liyakatli yönetimler ile mümkün olacaktır. Ancak, Erdoğan Kaçar özelikle bazı isimlerin partiyi kendi şahsi çıkarlarına alet etmesi, partinin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. “CHP’yi iktidara taşımak için, önce bu tür dar yönetim anlayışlarından kurtulmalıyız.”

Partinin içindeki bu çürük düzenin ve haksız yönetimlerin bir an önce sona ermesi gerektiği ve Atatürk devrimlerinin ışığında, liyakatli kadrolarla zafere ulaşılacağı ifade ediliyor. CHP, yalnızca çıkar değil, halkın çıkarlarını savunarak büyüyebilir!

Erdoğan Kaçar vurgulayarak, “bir an önce halkçı bir yönetim anlayışına dönmesi gerekiyor. Aksi takdirde, CHP’nin iktidara gelmesi hayal olur!” diyor