Kültürel Miras: Sadece Bir Hatıra Değil, Kimliğimizin Yaşayan Parçası

Kültürel Miras: Sadece Bir Hatıra Değil, Kimliğimizin Yaşayan Parçası
Yayınlama: 06.08.2025
A+
A-

Ela Çokören Yazdı | Moderatör Köşe Yazarı

“Vatanımızı, milletimizi seviyoruz” demek, hepimizin sıkça dile getirdiği bir cümledir.
Peki soralım kendimize:
Kendi kültür değerlerimize gerçekten sahip çıkıyor muyuz?
Sadece geçmişin sayfalarında kalan nostaljik hatıralar mıdır bizim kültürümüz? Yoksa hâlâ yaşayan, dönüştürülen ve genç nesillere aktarılması gereken canlı bir miras mıdır?

Bu soruların cevabını aramak üzere Samsun Gürcü Kültür Derneği Başkanı Sayın Eyüp Elmas ile bir araya geldim. Dernek merkezinde gerçekleştirdiğimiz derinlikli sohbet, yalnızca Gürcü kültürüne dair bilgilerle sınırlı kalmadı; aynı zamanda kültürün nasıl canlı tutulabileceğini gösteren bir yol haritasına da dönüştü.


Kültürün Taşıyıcıları: Gönüllü Ruh ve Toplumsal Bellek

Kültürel miras denildiğinde çoğu zaman akla müzeler, arşivler, kitaplar gelir. Ancak Samsun Gürcü Kültür Derneği gibi yapılar bize gösteriyor ki, gerçek kültür taşıyıcıları insanlar ve onların gönüllü çabalarıdır.

Dernek çatısı altında yürütülen faaliyetler, yalnızca geçmişi hatırlamakla yetinmiyor.

  • Sanat ve müzik aletleri kursları,

  • Halk oyunları eğitimleri,

  • Gürcü mutfağına dair atölye çalışmaları,

  • Gençlere yönelik izcilik kampları,

gibi etkinlikler kültürü yaşatan değil, onu gündelik yaşamın doğal bir parçası hâline getiren adımlar olarak karşımıza çıkıyor.

Bu noktada özellikle genç kuşaklara yönelik uygulamalı çalışmaların artırılması, kültürel devamlılık açısından hayati önem taşıyor. Çünkü kültür, sadece konuşulmaz; yaşanır, hissedilir, birlikte üretilir.


Somut Olmayan Kültürel Miras Çalışması: Bir Hafıza Seferberliği

Sohbetimizin en dikkat çeken başlığı, derneğin yakın zamanda başlatmayı planladığı Somut Olmayan Kültürel Miras Çalışması oldu.

Samsun merkez ve çevresindeki Gürcü kökenli nüfusun yaşadığı yerleşim alanlarında yapılacak bu kapsamlı araştırma;

  • Dil,

  • Gelenek ve görenekler,

  • İnanç pratikleri,

  • Müzik,

  • Mutfak kültürü,

  • El sanatları,

  • Anlatı gelenekleri

gibi başlıklarda derleme ve belgeleme faaliyetleri içerecek.

Bu tür bir çalışma, yalnızca bir etnik topluluğun belleğini korumak değil; aynı zamanda Türkiye’nin çok kültürlü yapısına katkı sunmak anlamına da geliyor. Kültürler arası anlayışı artıran, yerel hafızayı kayıt altına alan bu tür girişimler, gelecek kuşaklara daha güçlü ve daha renkli bir miras bırakmak açısından son derece kıymetli.


Kültür: Hatırlamak Değil, Yaşamak ve Yaşatmak

Bugün pek çok toplumda kültürel miras, sadece “sergilenmesi gereken bir geçmiş” olarak algılanıyor. Oysa gerçek şu:
Kültür, sadece geçmişin bir yansıması değil; bugünün bir eylemi ve yarının teminatıdır.

Samsun Gürcü Kültür Derneği’nin bu bakış açısıyla yürüttüğü çalışmalar; kültürün statik değil, dinamik ve yaşayan bir yapı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.


Unutmayalım: Kültürüne Sahip Çıkmayan, Vatanına da Tam Sahip Çıkamaz

Kültürün zayıflatıldığı, yerelle bağın koparıldığı her yerde kimlik erozyonu kaçınılmazdır.
Kültürüne yabancılaşmış bir toplum, zamanla kendi geçmişine ve geleceğine de yabancılaşır.

Bugün bir dernek çatısı altında sürdürülen bu çabalar, sadece Gürcü kültürüne değil, Türkiye’nin kültürel mozaiğine sahip çıkmaktır. Çünkü bu topraklarda yaşamak, sadece fiziksel bir varlık değil; kültürel bir sorumluluktur.


 Sonuç Yerine:

Kültür; kökü geçmişte, meyvesi gelecekte olan bir ağaç gibidir.
Samsun Gürcü Kültür Derneği gibi gönüllü yapılanmalar bu ağacın köklerini sağlamlaştırırken, dallarında yeşeren yeni nesillere güçlü bir gölge ve yön duygusu sunuyor.

Bu çabalar karşısında sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda bir yurttaş olarak da şükran duymamak mümkün değil.

 Kültür sadece hatırlanmak için değil; yaşatılmak ve birlikte yaşanmak için vardır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.