İznik Gölü kıyısında yazın büyülü bir akşamı… Güneş yavaşça göğe veda ederken, suya vuran ışık oyunlarıyla görsel bir şölen sunuyor. Gölde yansıyan kızıllık, esen hafif meltemle birleşince doğa adeta nefes alıyor. İşte böyle bir atmosferde, Türkiye’nin dünya çapındaki gururu Fazıl Say’ın piyanosu yankılandı.
Daha konser saatinden çok önce alan doldu. Sanatseverler, bu tarihi ana tanıklık etmek için erkenden yerini aldı. Herkesin içinde bir heyecan, bir merak… Fazıl Say’ı bu eşsiz göl manzarası eşliğinde dinlemek, birçok kişi için hayatında bir kez yaşanacak deneyimdi.
Mustafa Bozbey: “İznik, bu gece sanata tanıklık ediyor”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, konser öncesinde yaptığı anlamlı konuşmayla geceye anlam kattı:
“Dünyanın kalbinin attığı yerdesiniz. Yılın en uzun gününü burada, müziğin en zarif haliyle kutluyoruz. İznik, yalnızca tarihiyle değil, kültür ve sanatla da yaşayan bir kenttir. Bu birliktelik bize umut veriyor.” diyerek hem geçmişin hem geleceğin köprüsünü kurdu.
Fazıl Say’dan İznik Gölü’nde unutulmaz resital
Sahneye çıkan Fazıl Say, piyanosunun başına geçtiği anda derin bir sessizlik oluştu. İzleyiciler, doğanın sesine piyano tınılarının karıştığı o eşsiz ana kendini bıraktı. Beethoven, Mozart gibi klasiklerin yanında kendi besteleriyle de geceye damga vuran Say, dinleyicilere sadece bir konser değil, duygusal bir yolculuk sundu.
Notaların gölde yankılanışı, yıldızların yavaş yavaş görünmeye başlaması ve yüzlerdeki huzur… Her şey sanata, doğaya ve insana dair ne varsa bir araya getirdi.
Son söz: Gönüllerde iz bırakan bir gece
Zeki Baştürk’ün kaleminden:
“İznik’te o akşam sadece bir konser izlenmedi. O akşam, tarih, doğa ve sanat aynı noktada buluştu. Ve hepimiz, bir kez daha hatırladık: Sanat, insanı insan yapan en güçlü bağdır.”
İznik Gölü kıyısı. Akşam güneşi batmaya hazırlanıyor. Güneşin ışıkları, göl sularına vurdukça olağanüstü bir görsel sunuyor gözlere. Hava ılık. Gölden esen tatlı esintiler, gönüllere ferahlık veriyor.
Saatler öncesi insanlar konser alanına akın ediyor. Bir koşuşturma , bir telaş. Kolay değil yer bulmak. Fazıl SAY’ı yakından görmek, onu dinlemek ayrı bir heyecan katıyor. Yürekler kıpır.
Erken gitmenin yararını gördük. Ön sıralarda kendimize yer bulduk.
Etkinliğin açılış konuşmasını Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey yaptı.
“Ne güzel bir akşam. Dünyanın kalbinin attığı yerdesiniz.İznik Türküsünü dinlemek üzere gelenler Hoşgeldiniz !” diyerek başladı konuşmasına. Bursa’nın ve İznik’in tarihinden, tarihsel özelliklerinden söz ederek sürdürdü konuşmasını.
“İznik Gölü kıyısında tarihe tanıklık ediyoruz bu gece. Yılın en uzun gününün ,en kısa gecesinin yaşandığı bu önemli ve özel bir konserde birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” diyerek bitirdi.
Konuşmanın ardından dünyaca ünlü piyanistimiz, ülkemizin gururu Fazıl SAY, coşkulu alkışlar eşliğinde çıktı sahneye.
Konserine, Sivas’ta yakılarak öldürülen aydınlarımız için yaptığı beste ile başladı. Onu
Nazım Oratoryosu’ndan bir bölüm izledi.
Dünyanın en eski bilicilik merkezi Kehanetler tapınağı Klaros’ran esinlenerek yaptığı beste, hepimizi büyüledi. Fazıl SAY’ın sihirli parmakları tuşlara dokundukça kimileyin tapınağın karanlık ve loş koridorlarında korkunç ve ürpertici duyguları yaşadık. Kimileyin uygarlıkların güzelliklerini duyumsadık. Kimileyin coştuk kimileyin derin bir erince ulaştık.
Bir babanın kızına duyduğu sevgiyi anlatan Kumru bestesi, sevgi tohumlarını yeşertti, sevgi büyüdü ve orada bulunanların yüreğine işledi. Ne büyük bir sevgidir bir babanın kızına duyduğu sevgi. Anlatılmaz, yaşanır ancak.
Kazdağları türküsü ise , toprağına, suyuna, yurduna sahip çıkan doğaseverlerin direnişini anımsattı bizlere. Maden aramak için Kazdağları’nı talan edenlere karşı direnen insanların duygularını yansıttı. Kesilen ağaçların çektiği acıları duyduk, talandan kaçan kuşların, kaplumbağaların, tavşanların çığlığını işittik bu bestede. Bugün yine zeytin ağaçlarını kesmek isteyen şirketlere bir mesaj niteliğindeydi.
Ünlü Halk ozanımız Aşık Veysel’i Kara Toprak adlı bestesiyle andık. Klasik müziğin dehası Mozart’a Alaturka caz ile selam gönderdik.
İznik, Uygarlıklar arasında gönül köprüsü kurmuş, çinileriyle adını duyurmuş bir kent. Gölün suları altında kalan uygarlıkların sesini dile getiren bir türküdür İznik türküsü. İlk kez burada, göl kıyısında dinleme mutluluğunu yaşadık bu ezgiyi. Tuşlardan çıkan ezgilerde kıyıya vuran dalgaların sesiyle dinlendik. Yer altındaki uygarlıkların çığlığını işittik.
Cemal Süreyya’nın Dört Mevsim şiirinden esinlenerek yapılan bestede mevsimlerin güzelliklerini, “İnsan insan ” bestesiyle de insan olmanın, insan kalabilmenin erdemlerini yaşadık. Görkem Ezgi Yıldırım, güçlü sesi , olağanüstü yorumuyla hepimizi derinden etkiledi. Kimi zaman bir çığlık oldu, yığınların sesini dile getirdi. Kimi zaman bir yalvarış gibiydi. ” Zeytinime dokunma” diyen köylülerin, doğaseverlerin , yurtseverlerin çığlığı, yakarışıydı bu ses.
Bu gece , bir konserden çok öte anlam ve güzellikler taşıyordu.
Sanatın birleştirici, buluşturucu yönüne tanık olduk bir kez daha.
Sanatseverler, çok ilgiyle ve coşkuyla eşlik etti bu geceye. Sanata ve sanatçıya gösterilen saygı, verilen değer üst düzeydeydi. İnsan olmanın erdemini, gururunu, onurunu yaşadık, insan kalabilmenin ancak sanatla olabileceğine inandık.
Bu unutulmaz geceyi yaşatan Fazıl Say ile Görkem Ezgi Yıldırım’a ve Burs Büyükşehir Belediyesi’ne sonsuz teşekkürlerimi sunarım.