“İznik Buluşmasına Farklı Bir Bakış: Siyonizme Karşı Ortak Direniş Mi?”

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Avukat Cüneyt Bülent Şeker, Papa XIV. Leon’un İznik ziyareti ve burada Ortodoks temsilcilerle bir araya gelmesi üzerine dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu.

Yazar, bu buluşmayı yalnızca dini bir ritüel olarak değil, küresel politik okumalar ışığında yeni bir dönemin işareti olarak değerlendiriyor. Şeker’e göre bu buluşma, görünürde bir ayin olsa da derinlerde “Siyonizm’e karşı Müslüman-Hristiyan ittifakının” ilk adımı olabilir.

“Bugün geldiğimiz noktada, hem Müslümanlar hem de birçok Hristiyan topluluk, Siyonizm’in dünya üzerindeki tahakkümünden rahatsız. Ortadoğu’daki adaletsizlik, Filistin’de yaşanan insanlık dramı ve Kudüs’ün statüsü gibi meseleler, inanç fark etmeksizin vicdanları harekete geçiriyor” diyen Şeker, bu ortak rahatsızlığın yeni bir küresel bilinç oluşturabileceğini savundu.

İznik’teki dini buluşmanın sembolizmine dikkat çeken Şeker, “Bu, yalnızca dini liderlerin buluşması değil; aynı zamanda ezilmişlerin, dışlanmışların ve sömürgeye direnenlerin bir araya gelişidir. Sonu, İsrail devletinin yıkılmasıyla sonuçlanabilecek tarihi bir sürecin başlama ihtimalidir” ifadelerini kullandı.

Yazısında dikkat çeken şu cümleyle nokta koydu:

“Bu dünyada adaletin dini yoktur; ama zulmün adresi bellidir.”

Şeker’in bu yorumları, kamuoyunda hem destek hem de tartışma yaratabilecek nitelikte.

İşte o yazı…

KATOLİK PAPANIN VE ORTADOKSLARIN İZNİKTE BİR ARAYA GELMESİ MESELESİNE FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI;

Bu siyonizm’e karşı Müslüman ve Hristiyan ittifakının başlangıcı ve sonu da İsrail devletinin yıkılması olabilir. İçinde bulunduğumuz konjonktürde hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar İsrail ve Siyoniznden kurtulmak istiyor. Bizim ve batı devletlerinin (para, basın vs. onların elinde olması sebebi ile) siyonizme esir olmasına rağmen bu ülkelerde yaşayan halkların ve özellikle Hristiyan ve Müslüman önder ve ahalinin bu durumdan memnun olmadığı da bir gerçek. Ancak Siyonizm ahtopot gibi heryeri sarmış durumda ve kimsenin tek başına bunlara güçleri yetmiyor.

Bu mücadele için güçlü bir ittifak gerekiyor. Şüphesiz bu geçici bir ittifak olacaktır. Türkiye ve özellikle İstanbul; Katolik Roma’nın, Ortadoks Rusyanın da hedefi. Bu buluşmanın halifeliğin son olarak var olduğu Osmanlının bakiyesi olan Türkiyede yapılması gayet anlamlı, bence bu Türkiyenin; Türk ve İslam dünyasının temsilcisi olarak görülmesinden de kaynaklanıyor. Elbette Türkiyenin stratejik konumunun, İslam Dünyası içerisinde en fazla askeri güce sahip ülke olmasının da bunda etkisi var.

Siyonizmin ülkemize damarlarına kadar işlemiş olmasına rağmen ben bağımsız olmak isteyen bir Türkiyenin ve Devlet içinde bunun için mücadele eden bir aklın varlığına inanmak istiyorum. Belki şu aşamada bize ihanet gibi görünen tavizlerin de bu mücadele öncesi ülkede istikrarı-ittifakı sağlamak gibi bir amacı olabilir. Bekleyip göreceğiz…