İmar Yasasına Takılanlar Derneği, milyonların sesi oldu: “Yıkım değil, çözüm istiyoruz!”

İmar Yasasına Takılanlar Derneği, milyonların sesi oldu: “Yıkım değil, çözüm istiyoruz!”
Yayınlama: 21.06.2025
A+
A-

İmar yasası mağdurları isyan ediyor: “2018’de barış değil zulüm geldi!”

2018 yılında kamuoyuna “İmar Barışı” olarak sunulan, 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. madde; yapı kayıt belgesi vaadiyle ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapıların kayıt altına alınmasını öngörüyordu. Ancak süreç, beklentilerin aksine bir hukuk ve idare faciasına dönüştü. Bugün geriye, yıkım kararları, cezalar, yargılamalar ve mağdur edilmiş milyonlar kaldı.

Bu mağduriyetlerin odağında doğan İmar Yasasına Takılanlar Derneği (İYT Derneği) Başkanı İbrahim Hacıoğlu, sürecin detaylarını ve hukuki açmazları bir basın açıklamasıyla gözler önüne serdi.

Anayasa Mahkemesi, 2018 yasasını sakat buldu

Danıştay 6. Dairesi’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, 23 Temmuz 2024 tarihli ve 2023/74 esas sayılı kararıyla “Yapının depreme dayanıklılığı malikin sorumluluğundadır” cümlesini iptal etti. Bu cümle, yasa yapım sürecinde bilimsel sorumluluk, denetim ve kamusal görevlerin görmezden gelindiğini ortaya koydu.

Hacıoğlu’nun ifadesiyle:
“Bu yasa baştan sakat doğmuştur. Barış değil, milyonlar için bir zulüm yasasıdır.”

Büyükşehir Yasası ile köyler imarsız kaldı
Bursa’nın Göz Ardı Edilen Bölgesi Yıkımlarla Değil, İmar Planlarıyla Hatırlanmak İstiyor!

Bursa’nın doğasıyla, havasıyla en yaşanabilir alanlarından biri olmasına rağmen yıllardır gelişimden ve hizmetten mahrum bırakılan bir bölge, bugün yine haksız yıkımlarla gündemde. Bölge halkı, yıllardır devletin boş bıraktığı alanda kendi imkanlarıyla kurduğu yaşam mücadelesinin yok sayılmasına isyan ediyor.

YIKILAN SADECE EVLER DEĞİL, UMUTLAR VE GELECEKLER!

Bugün yıkıma konu olan birçok yapı, plansızlık ve ilgisizlik içinde büyüyen bir hayatın parçasıdır. Kapı numarası olan, elektrik ve su abonesi bulunan, belediyenin asfalt döktüğü, çöp topladığı bu evler; içinde yaşayan insanların tek sığınağı, bir ömrün emeğidir.

İMAR PLANLARI YOK, HİZMET YOK AMA YIKIM VAR!

ATM yok, okul yok, sağlık kabini yok, otobüs hattı bile yok… Ancak camiler, marketler, dükkanlar, yaşanabilirlik adına bireysel çabalarla oluşturulmuş bir hayat var. Tüm bunlara rağmen belediyeler ve devlet buraya hizmet getirmek yerine, yıkım ekipleriyle geliyor.

SEÇİM ZAMANI GELENLER, HİZMET ZAMANI NEREDE?

Her seçim dönemi buraya gelen adaylar, oy isterken buradaki hayatı ve halkı görür. Ancak kazandıktan sonra ne verdikleri sözler hatırlanır ne de bölgede adil bir imar planı yapılır. Yıllardır yapılan tek şey: görmezden gelmek ve şimdi de yıkmak.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNCESİ MÜLKİYET SORUNLARI ÇÖZÜLMELİDİR!
TBMM ve merkezi hükümete çağrımız nettir: Ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması için ivedilikle yeni bir yasal düzenleme çıkarılmalıdır. Mülkiyet sorunları çözülmeden yapılan her yıkım, sosyal bir faciaya dönüşmekte, bireysel ve milli serveti yok etmektedir.

BÖLGE HALKININ BEKLENTİSİ AÇIK VE NET:

– Yıkımlar durdurulmalı,
– İmar planları yapılmalı,
– Hak kayıpları önlenmeli,
– Bölge halkı görmezden gelinmemelidir!

Bu sadece bir şehircilik meselesi değil, aynı zamanda adalet, hak ve insan onuru meselesidir.  Ayrıca 2014’te yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Yasası ile birlikte birçok köy mahalle statüsüne geçerken, 1/25.000’lik nazım imar planlarının yapılmaması nedeniyle tarım, hayvancılık, barınma ve yapılaşma kaosa sürüklendi.

Mudanya’nın Mesudiye, Eğerce, Söğütpınar ve Esence mahalleleri, yıllardır plansızlık ve belirsizlik yüzünden kaçak yapı statüsüne mahkûm edilmiş durumda.

Ruhsat almak isteyen vatandaşlara belediyeler “plan yok” diyerek geri dönüyor. Ancak aynı vatandaşlara cezalar kesiliyor, suç duyuruları yapılıyor, davalar açılıyor ve yıkım kararlarıyla insanlar evlerinden ediliyor.

Vatandaş çaresiz, yargı çıkmazda, devlet sessiz

İYT Derneği; binlerce aileyi etkileyen bu plansızlık ve hukuki kördüğüm karşısında çağrısını yeniledi:
“Devlet vatandaşını imarsızlığa, kaçakçılığa ve yıkıma mahkûm edemez. İmar planları acilen yapılmalı, iptal edilen yapı kayıt belgeleri için adil çözüm üretilmelidir. Kanunlar halkı korumak için vardır, hayatları karartmak için değil!”

SON SÖZ:
İmar Barışı adı altında yapılan bu düzenleme, milyonlarca insanı hukuki bataklığa sürükledi.
Bu bir idari hata değil, sosyo-ekonomik bir felakettir.
Ya düzeltilecek ya da daha büyük toplumsal yaralara sebep olacaktır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.