Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Yine olumsuzluklar, sıkıntılar ve haksızlıkların devam ettiği bir gün başlıyor.
Dün grup toplantısı yapan 23 yıldır tek başına ülke yönetenin akılla mantıkla uymayan baştan sona CHP’yi karalayan konuşması şaşırtmadı ama şahsen benim endişelerimi artırdı.
Her gün bir önceki günü aratan despotluğu, bir avuç kalmış ama devlet gücüyle ve yargı sopasıyla yapılan hukuksuz ve vicdanlara sığmayan haksızlıkları dozu artarak yaşıyoruz!
Bende duyarlı, vicdanlı, ahlaklı ve yurtsever birkaç yürekli kalem gibi hiç pes etmeden sürekli yazıyor ve gerçekleri paylaşıyorum.
Bu sabah sevilip güvenilen çok yürekli olan başarılı araştırmacı gazeteci Timur Soykan ve Murat Ağırel siber suçlarla ilgili olarak sabahın köründe evlerinde arama yapılarak gözaltına alındılar.
Oysa Cumhur ittifakı ve saray sultasınca korunup kollanan mafya artıkları, kara para aklayanlar, çocuklarımızı istismar edenler, küçük kızlarımıza eş diye dini nikah (!) ile tecavüz edenler ve soygun çeteleri serbest hatta baş tacı ediliyorlar.
Ülkenin gururu olan ve haberleri ile gerçekleri yazıp güven duyulan gazetecilere yapılan bu haksızlıklara artık tahammülümüz kalmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 7258 sayılı yasaya muhalefet ve Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçları yönünden yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla yer alan şahısların FLAŞ HABER TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususunda Murat AĞIREL ve Timur SOYKAN isimli şahısların kendilerine tehdit ve şantajda bulundukları yönünde davacı ve şikayetçi olmaları üzerine ilgili şahıslar hakkında isnat edilen eylemlerle alakalı olarak TCK’nın 106/1(Tehdit) ve 107/1(Şantaj) Suçları kapsamında Soruşturma başlatılmış, şüpheliler hakkında gözaltı , arama -el koyma işlemleri ile soruşturma devam etmektedir . Kamuoyuna duyurulur.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
Göz altına alınan her iki gazeteciyi çok iyi tanıyoruz.
Bugüne dek her iki gazetecide hiçbir zaman yalan yanlış haber yapmadılar.
Haksız kimseye suçlamada bulunmadılar.
Yeter… yeter… yeter… artık.
Aslında boşuna uğraşılıyor artık kimse kendilerinden ve baskılarından korkmuyor tek korkan bu uygulamaları yapanlar ve yaptıranlardır.
Artık ülkemizin %70 yurttaşı bu dikta anlayışını ve despotizmi kabul etmiyor.
Hatta iktidardakilerin yanında sanılan %30 bile bu tür haksız hukuksuz keyfi uygulamalardan rahatsızlar.
Nasıl rahatsız olmasınlar onlarda anne baba ve yokluğu yoksulluğu yaşıyorlar.
Gerçeği anlamak ve emin olmak için gördüğünüz ve tanıdığınız komşunuz olan veya tanıdığınız AKP’lilere sorun bakalım kaç para maaş alıyor ve geçinebiliyorlar mı?
Vicdansızca çocuklarımıza yapılan işkenceleri ve okuma haklarının ellerinden alınmasını görüyor ve kendilerine de sıra gelir diye korkuyorlar mı?
Gençlerimiz anayasal haklarını kullanmak için barışçıl bir eylemle meydanlara çıktılar ve hukuksuz ve suç işlenerek tutsak edildiler üstelik eziyet görüyorlar.
Tutsak edilen gençlerimizde tıpkı tüm ülkenin güvendiği Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve diğer siyasiler gibi Silivri toplama kampındalar
Tek tesellim ve umudum ülkede despotizmi, gericiliği dayatan ve orta çağ karanlığına götüren anlayışın bir avuç çıkar çetesi ve yargıyı sopa olarak kullanan anlayış olarak tükenmiş olmalarında.
Soruyorum herkese Müslüman olan kimse çalar mı, soyar mı ve komşusu açken lüks ve şatafatla yaşar mı?
Bu karanlık mutlaka yok olacak.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin halkları hiçbir zaman despot ve otokratik bir dayatma ve siyasallaşmış yargı sopasıyla korkutulan ve teslim olması istenen yurttaşları olmayacaklar.
Silivri’de kumpaslarla ve siyasal yargıyla ülkenin en aydın, en yürekli en duyarlı ve yararlı yurttaşlarını, aydınlarını gazetecilerini velhasıl rakip elemek için tutsak edilen siyasileri destekliyoruz.
Korkmuyoruz ve susmuyoruz.
Getirsinler sandığı ve görsünler artık bu ülkede kimlere güvenilip onay veriliyor.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.