Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
İktidarın korkulu rüyası Gezi Direnişini değerlendiren siyaset bilimciler, Gezi’nin Türkiye için bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek “Bugün yaratılan kutuplaşmaya karşı Gezi’den öğrenmeliyiz” dediler.
Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı başlatılan ve Türkiye halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesine dönüşen Gezi eylemleri, 12. Yılında daha da anlam kazandı.
Çünkü artık ülkede demokrasi ve yasalar kökten yok edildi.
Despotizm ve Otokrasi insanca yaşamları tehdit ediyor.
Gezi Direnişi, insanların özgürlük, adalet ve demokrasi için hep birlikte mücadele ettiği bir direniş ve faşist baskılara karşı başkaldırmadır.
İnsanların sadece bir parkın korunmasını istedikleri bir protesto, hızla polis şiddeti ve orantısız güç kullanımı ile bir özgürlük direnişine dönüşmüştü.
Geziden öğrendiklerimizi unutmadan ve daha örgütlü, daha bilinçli birlikte olmak zorundayız.
Yaşadığımız adaletsiz ve hukuksuz seçim sonuçlarından ders almalı ve umutsuzluğa karanlığa esir olmamıza izin vermemeliyiz.
Baskılara ve otokratik yapıya asla boyun eğmeyeceğiz.
Ülkemizde yaşayan tüm halklar ve inanç sahipleri hak ettikleri refah içinde eşit yurttaşlar olarak; mutlu, huzurlu, adaletli ve güven içinde yaşayacaklar.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.