Tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen Emekli Albay Orkun Özeller, geçtiğimiz günlerde cezaevinden seslenerek yalnız olmadığını haykırdı. İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla tutuklanan Özeller’in durumu, siyaset, basın ve kamuoyunda geniş yankı buldu.
“Burada Kendimi Hiç Yalnız Hissetmiyorum”
Silivri’de kaldığı odadan yaptığı açıklamada Özeller, duygularını şöyle ifade etti:
“Silivri’de kaldığım bu odada kendimi hiç yalnız hissetmiyorum. Pencereme astığım, gölgesi geceleri üzerime düşen Türk Bayrağı… Her sabah gözümü açtığımda, bana burada neden olduğumu hatırlatıyor. Operasyonlara çıkarken mutlaka yanımda bayrak taşırdım. ‘Şehit olursam üzerime serilsin’ diye… Bugün de burada, odamın duvarında asılı duruyor.”
“Zor zamanlarda ona bakar, kararlarımı onun gölgesinde verirdim. Şimdi yine aynı gücü veriyor bana. Bu bayrak için ettiğim yemin, her şeyin üzerindedir. Zaman ağır, duvarlar sessiz… Ama içimde hâlâ dimdik duran bir inanç var.”
“Dışarıda sesime ses olan, dualarıyla güç veren herkese minnettarım. Yalnız olmadığımı biliyorum.”
Özeller’in dile getirdiği duygular, bir bayrağın gölgesi ve bir askerin inancı üzerinden sembolik bir direnişe dönüşmüş durumda. Bu hikâye, sadece bir tutuklunun öyküsü değil; ifade özgürlüğü, vicdan ve adaletin sınandığı bir meydan okumadır.
Tutuklama Süreci ve Suçlamalar
Özeller, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yönelik eleştirileri nedeniyle sosyal medyada paylaştığı sözlerin ardından gözaltına alındı. Ordu Adliyesi’nde verilen ifadesinin ardından İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Savunmasında 28 yıllık askerlik hizmetini, operasyonlarını devletin talimatları çerçevesinde yürüttüğünü ve sosyal medya paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten Özeller, tehdit mesajları aldığını da dile getirdi.
Siyasi Etki ve Tepkiler
Orkun Özeller’in tutuklanması, özellikle muhalif çevrelerce “düşünce ve eleştiri özgürlüğüne yönelik bir baskı” olarak yorumlanıyor. Bazı kesimler, siyasi iktidarın eleştirilen isimleri susturmaya yönelik hamleler yaptığı eleştirisinde bulunurken, diğer kesimler Özeller’in söylemlerinin sınırları zorladığını savunuyor.
Olayın ardından dikkat çeken başlıklar:
– İfade özgürlüğünün ceza yargılaması boyutları
– Siyasi söylemlerle suç tanımlarının iç içe geçmesi
– Cezaevi şartlarında tutukluların insan haklarına uygun muamele görmesi
– Kamu görevindekilerle ilgili açıklamaların adli sınırları