Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında hem İsrail’in Gazze’deki saldırılarını hem de ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlar konusundaki tutumunu sert sözlerle eleştirdi.
Bekin, konuşmasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun geçmişte Gazze’den çekilme planına karşı çıkan ve “Toprak Karşılığı Barış” anlayışına şiddetle karşı duran bir siyasetçi olarak bugün de aynı ideolojik çizgiyi sürdürdüğünü vurguladı.
“Netanyahu, Gazze’de iki yıldan fazladır yürüttüğü soykırım ve etnik temizlik politikaları nedeniyle acilen yargılanmalıdır. Yaklaşık iki buçuk milyon sivilin sistematik biçimde hedef alındığı bu insanlık dramına sessiz kalmak, insanlık suçuna ortak olmaktır.”
— Doğan Bekin, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Bekin, ABD Başkanı Donald Trump ile Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik “tek taraflı barış dayatması” girişimlerinin aldatmacadan ibaret olduğunu belirtti.
“Netanyahu geçmişte Gazze planında olduğu gibi bugün de aynı sinsi emellerin peşindedir.
Gazze’deki zulüm, planlı bir şekilde yürütülen etnik temizlik operasyonudur.
Ancak tüm dünyada farklı din, dil ve kökenden insan hakları savunucuları, Sumud Filosu aktivistleri ve vicdan sahibi kitleler Gazze’nin yanında durarak tarihe altın harflerle geçecektir.”
Bekin, ABD ve İsrail’in politikalarının Ortadoğu’da “Sevr Anlaşması’nı çağrıştıran tek taraflı sömürü planları” olduğunu söyleyerek, bu planların “er ya da geç akamete uğrayacağını” ifade etti.
Bekin, basın toplantısının ikinci bölümünde BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik yaptırımları yeniden uygulama kararını da değerlendirdi.
Hatırlanacağı üzere, Rusya ve Çin’in 2015 nükleer anlaşmasının (JCPOA) sürdürülmesi yönündeki teklifinin reddedilmesi sonucunda, 2231 sayılı karar uyarınca İran’a yönelik yaptırımlar yeniden devreye alınmıştı.
Bekin, ABD’nin bu süreçteki yaklaşımını “çifte standartlı” olarak nitelendirdi:
“ABD, İran’a yönelik nükleer tehdit bahanesiyle yaptırım uygularken, bölgede asıl nükleer tehdit olan İsrail’e karşı tek bir adım dahi atmıyor.
Bu durum, uluslararası sistemdeki iki yüzlülüğün en açık göstergesidir.”
Bekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararını imzalayarak İran’ın nükleer programıyla bağlantılı kişi ve kuruluşların mal varlıklarını dondurması kararını da eleştirdi.
“Sayın Erdoğan’ın bu kararı, Halkbank davasının ABD’de yeniden gündeme geldiği, Türkiye’nin bu konuda itiraz süreci yürüttüğü bir dönemde alınmıştır.
Tam da Türkiye’ye yönelik yargı baskısının arttığı bir dönemde, ABD’nin İran politikalarına destek mahiyetinde bir imza atmak son derece düşündürücüdür.”
Bekin, ABD Yüksek Mahkemesi’nin Halkbank’ın dokunulmazlık talebini ikinci kez reddetmesinin de kabul edilemez olduğunu belirtti.
“Halkbank davasında Türkiye’nin egemenlik hakları yok sayılmaktadır.
ABD’nin kendi hukuk sistemini diğer ülkelere dayatması, uluslararası hukukun ruhuna aykırıdır.
Brunson davasında yaşananlardan ders çıkarılmalı, milli çıkarlarımız hukukun üstünlüğü ilkesiyle birlikte savunulmalıdır.”
Basın toplantısını değerlendiren Bekin, Ortadoğu’da kalıcı barışın ancak adaletle sağlanabileceğini ifade etti:
“Gazze’deki soykırımın failleri, hangi ülkenin koruması altında olursa olsun, adalet önünde hesap verecektir.
ABD ve İsrail’in, nükleer tehdit bahanesiyle yürüttüğü iki yüzlü politikalar artık dünya kamuoyunun gözünden kaçmamaktadır.
Hakikat er ya da geç galip gelecektir.”