Yazan: Zeki Baştürk – Bursa Vatan Medya Grubu Yazarı
Ekim ayının ilk sabahı… Hafif bir serinlik, içimizde tatlı bir heyecan…
Yollara düştük dostlarla birlikte. Emine-Coşkun Öztürk, Mükerrem-İsmail Şehitoğlu, Fikriye-Kemal Şahintürk ve biz, Nesibe-Zeki Baştürk. Konvoy halinde başladık bu dostluk yolculuğuna. Her molada kahkahalar, bakışlarımızla birbirimizi kollayarak, yoldaşlığın sıcaklığıyla ulaştık Datça Billurkent’e.
Bizi bizden önce varan dostlarımız karşıladı. Sıcacık gülümsemelerle, içten sarılmalarla…
İşte dostluk budur. Ne unvan sorar, ne çıkar bekler. Sadece yüreğini açar, yerine göre omuz olur, yerine göre tebessüm…
Datça’nın denizi, ufka yaslanmış bir huzur tablosu gibi… Güneş, batarken gökyüzüne turuncu, pembe, mor tonları serpiştiriyor cömertçe.
Ancak bu güzelliği anlamlı kılan doğa değil yalnızca… Onu anlamlı kılan; yanında sevdiğin dostların, aynı anı aynı duyguyla paylaştığın o eşsiz yoldaşlardır.
Dostluk… Belki de yaşamın en sade ama en derin gerçeği…
Mal mülk geçici, makamlar gelip geçici…
Ama bir dostun sana uzattığı el, susarak paylaştığı sessizlik, kalbine dokunan bir sözü ömür boyu silinmez bir iz bırakır.
Ekim’in bu serin ve dingin akşamı, bize yeniden hatırlattı:
Yaşam paylaştıkça güzelleşir.
İnsan dostlarıyla birlikte çoğalır.
Dostların olduğu yerde zaman da güzel, mekân da anlamlıdır.
Ve evet…
Bu akşam Datça’da dostlarla birlikte olmak; sadece bir tatil değil, bir hayat dersi oldu bize.
Birlikte gülmenin, birlikte susmanın, birlikte yürümenin değeri paha biçilemez.
Dostça kalın, dostlukla kalın.
Çünkü hayat, dostlarla güzel…