Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, yaptığı yazılı açıklama ve soru önergesinde hem uluslararası gündeme hem de Türkiye’deki sağlık alanındaki güncel sorunlara dikkat çekti. Bekin, bir yandan İsrail ve ABD’nin hazırladığı “Yeni Gazze Çözüm Anlaşması”nın geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, diğer yandan Türkiye’de hayati öneme sahip ilaçların temininde yaşanan kriz hakkında Sağlık Bakanlığı’na kapsamlı sorular yöneltti.
Doğan Bekin, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump tarafından ana hatları çizilen “Yeni Gazze Çözüm Anlaşması”na ilişkin yaptığı değerlendirmede, anlaşmanın geleceğini belirleyecek en önemli faktörün İsrail’in tutumu olduğunu vurguladı.
Bekin, İsrail’in geçmişte Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan kararlara uymadığını hatırlatarak, “2015–2024 yılları arasında İsrail aleyhine alınan 170’e yakın karara rağmen hiçbir yaptırımın uygulanmaması, yeni planın da sürdürülebilirliğini tartışmalı hale getiriyor” dedi.
Ayrıca Bekin, Uluslararası Adalet Divanı’nın 19 Temmuz 2024 tarihli istişari görüşüne atıf yaparak, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğuna dikkat çekti.
ABD’nin geçmiş ve mevcut yönetimlerinin de bu süreçte sorumluluk taşıdığını dile getiren Bekin, “Gazze’de iki yıldır devam eden vahşette yalnızca Netanyahu değil, ABD’nin eski Başkanı Biden ve mevcut Başkanı Trump da doğrudan ve dolaylı şekilde etkili olmuştur” ifadelerini kullandı.
Bekin, barışın sağlanması için adalet, hesap verebilirlik ve uluslararası hukuk ilkelerinin açık ve net biçimde uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “Gazze’de katliamın durması son derece önemlidir; ancak bunun kalıcı bir barışa dönüşmesi insanlığın ortak sorumluluğudur” dedi.
Açıklamasının ikinci bölümünde Bekin, Türkiye’de son haftalarda hayati öneme sahip ilaçların temininde ciddi sıkıntılar yaşandığını belirtti. Ekim ayında beklenen kur düzenlemesi nedeniyle bazı ecza depoları ve üretici firmaların ilaç çıkışlarını durdurduğunu öne süren Bekin, özellikle kanser, şeker, kalp ve insülin ilaçlarının birçok eczanede bulunamadığını ifade etti.
Vatandaşların reçeteli ilaçlarını temin edemediğini, eczanelerin ise ecza depolarından “stokta yok” yanıtı aldığını belirten Bekin, sorunun özellikle ithal ilaçlarda yoğunlaştığını kaydetti.
Bu kapsamda Bekin, Sağlık Bakanı’na yönelttiği 6 soruluk yazılı önergeyle mevcut tedarik zincirinin, fiyat politikalarının ve denetim mekanizmalarının gözden geçirilmesini talep etti:
Grip, kalp ve şeker ilaçları da dahil olmak üzere birçok temel ilacın temininde gerçekten sıkıntı yaşanmakta mıdır?
Hayati öneme sahip (kanser, şeker, kalp vb.) ilaçların eczane ve ecza depolarındaki güncel stok durumu nedir?
Fiyat belirleme konusunda piyasayı rahatlatacak yeni bir model üzerinde çalışma yürütülmekte midir?
Bakanlık, fiyat politikalarını ve tedarik noktalarını güncellemeye yönelik bir çalışma başlatmış mıdır?
Zam dönemlerinde ilaçların piyasadan çekilmesine yönelik şikayetler üzerine ilaç depoları denetlenmiş midir?
İlaç Takip Sistemi (İTS)’nin eczacılara yeniden erişime açılması yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?
Bekin, özellikle kanser ve kronik hastalık ilaçlarında yaşanan eksikliklerin halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, “Hayati öneme sahip ilaçların bulunamaması, vatandaşları çaresiz bırakmaktadır. Bu durumun derhal çözülmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Doğan Bekin’in açıklaması, hem uluslararası diplomasi hem de ulusal sağlık politikaları açısından dikkat çeken iki ayrı konuya odaklanıyor.
Bir yandan Filistin meselesinde adalet ve uluslararası hukuk vurgusu yapan Bekin, diğer yandan Türkiye’deki ilaç tedarik zincirinde yaşanan kriz üzerinden şeffaflık, denetim ve fiyat istikrarı çağrısında bulunuyor.