Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, son dönemde kamuoyuna yansıyan kritik devlet kurumlarına yönelik siber saldırı iddiaları ve üniversitelerde yaşanan “akademik sahtekârlık” vakaları üzerine kapsamlı bir açıklama yaptı.
Bekin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve kamuoyuna yansıyan iddianamede yer alan çarpıcı detaylara dikkat çekti. İddianamede, e-Devlet, YÖK, BTK, Göç İdaresi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı gibi Türkiye’nin en kritik kamu kurumlarına, sahte e-imzalar ve çalıntı kimlik bilgileri kullanılarak sızıldığı belirtildi.
“Bu sadece bir idari zafiyet değildir; açık bir ulusal güvenlik sorunudur,” diyen Bekin, devletin dijital altyapısının çökme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı:
“Milletimizin kişisel verileri, kamu güvenliği ve devletin dijital egemenliği açık tehdit altındadır. Gelişmeler, Türkiye’nin siber güvenlik duvarlarının ne denli zayıf kaldığını ortaya koymaktadır.”
Skandalın yalnızca dijital sızmalarla sınırlı olmadığını belirten Bekin, sahte diplomalar ve ehliyetler üzerinden kamuya sızan kişi ve grupların sistemin içinde uzun süredir var olduğunu ifade etti. Bu durumu “toplumun vicdanını derinden yaralayan bir çürüme” olarak tanımladı:
“Ucu kime dokunursa dokunsun, bu olaylar mutlaka sonuna kadar araştırılmalı ve cezalandırılmalıdır. Bu bir temizlik operasyonu değil, devletin itibarını yeniden inşa meselesidir.”
Basın toplantısının ikinci başlığı, üniversitelerdeki yozlaşma ve akademik sahtekârlık üzerineydi. Bekin, bazı üniversite yöneticilerinin “uluslararası başarı” görüntüsü vermek için para karşılığı ödül aldığına dair belgeleri kamuoyunun dikkatine sundu.
İngiltere merkezli The European Business Assembly (EBA) ve The European Society for Quality Research (ESQR) gibi kuruluşların, aralarında Sırbistan ve Bosna-Hersek’in de bulunduğu ülkelerde, şahıslara ve kurumlara para karşılığı ödül verdikleri ve bu skandalın Türkiye’ye de sıçradığına dikkat çekti.
“2015 yılında, akademik başarı sıralamasında 130 üniversite arasında 127. sırada olan bir üniversite rektörüne Oxford Sokrates Ödülü ve Avrupa En İyi Uygulama Ödülü verilmiştir. Bu, akademik sahtekârlığın en açık örneğidir.”
Bekin, YÖK’ü göreve çağırarak şu uyarıda bulundu:
“Şaibeli ödüllerle kendine kariyer inşa eden üniversite yöneticileri derhal tespit edilmeli, bu kişilere kamuoyunun önünde hesap sorulmalıdır. Bu sadece akademik etik değil, kamu kaynaklarının israfı ve milletin vergilerinin gaspıdır.”
Bekin, sadece akademik saygınlığın değil, devletin ve toplumun geleceğinin de bu yozlaşmayla tehdit edildiğini belirtti.
Basın toplantısının sonunda konuşan Doğan Bekin, yaşananların sistematik bir yozlaşmanın sonucu olduğunu belirtti ve sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bu bir idari kriz değil, bir rejim krizidir. Devletin en mahrem noktalarına sızmalar, sahte diplomalarla makamların işgal edilmesi, akademik ünvanların pazarlanması… Bunların hepsi bir arada değerlendirildiğinde, ülkemizin yönetim yapısının köklü bir şekilde sorgulanması gerektiği ortadadır.”
Yeniden Refah Partisi olarak, devletin güvenliğini tehdit eden her türlü çarpıklığa ve kirli yapıya karşı mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Bekin, toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini de belirtti.