Diyanet Personeline Kariyerde Adalet Talebi: “Sınavsız ve Kıdeme Dayalı İlerleme Hakkaniyetin Gereğidir”

Diyanet Personeline Kariyerde Adalet Talebi: “Sınavsız ve Kıdeme Dayalı İlerleme Hakkaniyetin Gereğidir”
Yayınlama: 28.05.2025
A+
A-

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, Türkiye Kamu-Sen Ordu İl Temsilciliğinde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin kariyer basamaklarındaki ilerlemesinde yaşanan adaletsizliklere dikkat çekti. Din görevlilerinin büyük bir özveriyle hizmet verdiğini vurgulayan Şanlı, sınav şartının kaldırılarak kıdeme dayalı bir sistemin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Şanlı açıklamasında, “Milletimizin manevi dünyasına yön veren, camilerde ve Kur’an kurslarında görev yapan Diyanet personelimiz, gece gündüz demeden büyük bir adanmışlıkla çalışmaktadır. Ancak yıllarca görev yapmış, tecrübe kazanmış bu personelin kariyerinde ilerlemesi halen sınav şartına bağlıdır. Bu uygulama hem adaletsizlik yaratmakta hem de personel üzerinde ciddi mağduriyete yol açmaktadır” dedi.

“Kariyer basamaklarında liyakat tecrübeyle ölçülmeli”

Şanlı, din hizmetinin niteliği gereği sınavla değil, hizmet süresi ve sahadaki birikimle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Adaletli bir sistem için kıdeme dayalı, sınavsız bir yükselme modeli zorunludur. Bu, hakkaniyetin bir gereğidir” ifadelerini kullandı.

Bayram İkramiyesi de Gündemde

Basın açıklamasında ayrıca din görevlilerinin bayram ikramiyesi talepleri de gündeme getirildi. Şanlı, kamu çalışanlarına verilen bayram ikramiyesinin Diyanet personeline de verilmesi gerektiğini belirterek, “Toplumsal görevleri bu denli ağır olan din görevlileri ekonomik anlamda da desteklenmelidir” dedi.

Türk Diyanet Vakıf-Sen, bu taleplerin takipçisi olacaklarını ve sahadaki personelin sesi olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Milletimizin manevi dünyasına yön veren, camilerde, Kur’an kurslarında ve çeşitli hizmet alanlarında büyük bir inanç ve adanmışlıkla görev yapan Diyanet İşleri Başkanlığı personelimiz, her türlü takdiri hak eden bir özveriyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kadim görevi omuzlayan din görevlilerimiz, toplumun vicdanı, ahlakı ve birliği adına gece gündüz demeden hizmet vermektedir.

Ancak, sahada yıllarca görev yapmış, büyük birikim ve tecrübe kazanmış olan personelimizin kariyer basamaklarında ilerlemesi, halen sınav şartına bağlı olarak yürütülmektedir. Bu uygulama, din hizmetinin doğasına uygun düşmemekte, yıllarını bu ulvi göreve adamış çalışanlarımız açısından ise ciddi bir mağduriyet doğurmaktadır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak açıkça ifade ediyoruz ki:
Din görevlilerimizin kariyer ilerlemesi sınavsız ve kıdeme dayalı olarak yapılmalıdır. Yılların emeği, bilgi birikimi ve sahadaki hizmet tecrübesi, tek bir sınavla ölçülemez. Liyakat, yalnızca bilgiyle değil; vakarla, tecrübeyle ve hizmet ahlakıyla tamamlanır. Bu noktada kariyer basamaklarının kıdeme dayalı olarak yeniden düzenlenmesi; sadece bir hak teslimi değil, aynı zamanda adaletin ve vicdanın gereğidir.

Bu adım, kurum içi huzuru ve personel motivasyonunu artıracak, hizmet kalitesini doğrudan olumlu yönde etkileyecektir. Zira görevde yükselmenin, emeğin karşılığı olarak görülmesi; çalışma barışını, aidiyet duygusunu ve mesleki sadakati pekiştirecektir.

Devletimizin adalet anlayışı, sosyal barışı ve kamu vicdanını esas alan yaklaşımı doğrultusunda, bu konuda gerekli düzenlemelerin bir an evvel hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Yıllarını bu kutlu vazifeye adamış Diyanet personelimizin sesine kulak verilmesi, tüm toplumun manevi geleceği adına da büyük önem taşımaktadır.

YÜKSEK LİSANS ve DOKTORA YAPAN DİYANET PERSONELİNE KARİYER KADROLARI DERHAL VERİLMELİDİR.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan birçok personelimiz, akademik gelişimlerine önem vererek yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlamış; ilmi birikimlerini sahaya yansıtmak üzere kendilerini yetiştirmiştir. Ancak ne yazık ki bu akademik gayret ve başarı, kurumsal düzeyde yeterince karşılık bulmamakta; personelimizin eğitim düzeyine uygun kariyer kadrolarına atanması gecikmektedir.

Bu durum, hem çalışan motivasyonunu zayıflatmakta hem de kurum içi liyakat ilkesine zarar vermektedir. Bilimsel donanıma sahip personelin etkin pozisyonlarda değerlendirilmesi, sadece bireysel bir hak değil; aynı zamanda kamu hizmetlerinin niteliğini artıracak stratejik bir zorunluluktur.

Bugün sahada görev yapan birçok vaiz, imam-hatip, Kur’an kursu öğreticisi ve din hizmetleri uzmanı; alanlarında yüksek lisans ve doktora derecelerine sahip olmasına rağmen kariyer kadrolarına atanmayı beklemektedir. Bu nitelikli personelin bilgi ve birikimlerinden etkin şekilde faydalanılmaması, hem kurumsal gelişim açısından bir kayıptır hem de adalet duygusunu zedelemektedir.

Bu bağlamda;
• Yüksek lisans ve doktora mezunu Diyanet personelinin akademik yeterlilikleri dikkate alınarak,
• Eğitim durumlarına uygun kariyer kadrolarına ivedilikle atanmaları,
• Liyakat esaslı bir personel politikası oluşturulması,

en temel beklentimizdir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu konuda adım atmaya, ilgili kamu otoritelerini ise gerekli düzenlemeleri yapmaya davet ediyoruz.
MEMURA BAYRAM İKRAMİYESİ VERİLMELİDİR!

Milletimizin birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını pekiştirdiği müstesna günler olan dini bayramlarımız, aynı zamanda vatandaşlarımızın ekonomik açıdan nefes almak istediği dönemlerdir. Bu anlamlı günlerde, kamu çalışanlarımızın da yüzünün güldürülmesi, ekonomik olarak desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.

Ancak ne yazık ki, emeklilere uzun süredir verilen bayram ikramiyesi uygulaması, kamu çalışanlarımızı kapsamamaktadır. Türkiye Kamu-Sen olarak altını çizerek ifade ediyoruz: Kamu çalışanları da bu ülkenin asli unsurlarındandır ve her türlü haktan eşit şekilde yararlanmalıdır.

Bayramlarda verilen ikramiye, kamu görevlileri için de moral ve motivasyon kaynağı olacak, alım güçlerinin düştüğü bu zor ekonomik şartlarda az da olsa destek sağlayacaktır. Devletimizin sosyal devlet ilkesine ve adalet anlayışına yakışan da budur.

Bu bağlamda, Türkiye Kamu-Sen olarak talebimiz nettir:

Tüm kamu çalışanlarına, tıpkı emeklilere olduğu gibi, dini bayramlarda net en az 4.000 TL bayram ikramiyesi verilmelidir.

Kamu çalışanlarının alın terinin karşılığı olan bu ikramiye, yalnızca ekonomik bir destek değil; adalet, eşitlik ve sosyal devlet anlayışının bir tezahürü olacaktır.

Yetkilileri bu konuda adım atmaya, kamu görevlilerinin sesine kulak vermeye davet ediyoruz.

Saygılarımızla,

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.