Coşkulu Yürekler Çabuk Yorulur

Coşkulu Yürekler Çabuk Yorulur
Yayınlama: 28.05.2025
A+
A-

Ahmet Koçak – Bursa Vatan Medya Grubu Yazarı

Coşku, yaşamın itici gücüdür. Hayata dair tutkularımız –para, aşk, başarı, güzel bir yaşam arzusu– bu duygunun tetiklediği heyecanla şekillenir. Coşku olmadan bir yaşam düşünmek zordur; olsa bile ruhsuz, tatsız bir varoluş olur.

Tıpkı dağlardan kopup gelen kar sularının çağlayarak akması gibi, coşkulu yürekler de akarken çevrelerini hızla etkiler, dönüştürür. Ancak bu hızlı akışın bedeli vardır. Coşkulu yürekler, küçük olaylarda bile büyük heyecanlar yaşar, kalpleri hızla çarpar. Ve ne yazık ki bu hızlı çarpan yürekler, çoğu zaman erken yorulur, kısa sürede vadesini doldurur.

Bazı yürekler ise ovada sakin akan nehir gibidir. Yavaş akar ama sabırla, uzun soluklu bir yolculuk yapar. Etrafını şekillendirmesi zaman alsa da kalıcı izler bırakır.

Yaşamda denge önemlidir. Coşku güzeldir ama sürekli yüksek hızla yaşamak, insanı tüketebilir. Bazen durup nefes almak, suyun akışını izlemek gerekir.

Coşkulu yüreklerin kaderi belki de budur: Parlamak ama çabuk sönmek…

Coşku (heyecan) yaşamın ateşleyici, itici gücüdür. Paraya, aşka, üne, güzel yaşamaya istek duymak bu duyguyu öne çıkarır, yürekler hızlı hızlı çarpar. Coşkudan yoksun bir yaşam olmaz; olursa da yavan olur. Dağlardan eriyen kar suyu gibi çağlayarak akar coşkulu yürekler. Akarken, etrafını hızlı şekillendirir. Kimi yürekler de ovada sakin akan nehre benzer uzun yol kat eder ama çevreyi şekillendirmesi yavaş olur. Coşkulu insanların yüreği küçük bir olayda bile hızlı atar. Hızlı atan yürek kısa sürede vadesini doldurur.

Bazı aileler vardır; kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadan sakince yaşarlar. Önlerine çıkan fırsatları görmezden gelerek sakinliklerini, sade yaşamlarını korurlar tıpkı ovada akan nehir gibidirler. Bunlar kaplumbağa örneği yavaş yaşar, uzun yaşarlar. Coşkusu fazla insanlar da tavşanlara benzer, herkesten, her şeyden etkilenerek yaşarken ömürlerinden yerler. Böyle bir aileye doğan çocuk zeki ise okulda, toplumsal yaşamda başarı kazanır. Başarının tadı paranın tadına benzer her ruhu okşar ve insan daha fazlasını ister ve bu coşku onun yüreğini yorar.

Coşkulu yüreklerden biri beş kızın ardından doğan Volkan KONAK ‘tır ve kıymetli bir erkek çocuktur. Çocukluğunda fiziki olarak emsallerinden küçüktür. Ailesi boyunu büyütmek için çeşitli çareler arar… Volkan Konak: “Kötü insanın gözyaşı olmaz. Kötü insan kurumuş ağaç gibidir, onun gölgesi de olmaz. Biz abi nemli gözlüyüz. Bununla gurur duyuyorum.” derken duygusal bir insan olduğunu anlatıyordu. Sahnede sırılsıklam terlemesi onun çok coşkulu olduğunu, her sahneye çıkışında yürek çarpıntısı yaşadığını gösteriyordu. Sözlerini ablası Nuran Bahçekapılı’nın kaleme aldığı “Cerrahpaşa” eserini usta isim, babası için bestelemiş ve yüreğiyle söylemiş, tüm ülkeye sevdirmişti. “Türkiye’mi ve Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmeyen insanla ahbaplık edemem” dedi, etmedi. Bu kadar coşkuyu yüreği kaldıramadı 30 Mart 2025 tarihinde KKTC’de konser verdiği sırada sahnedeyken aramızdan ayrıldı.

Sırrı Süreyya Önder, ülkenin kırk beş yıldır kanayan yarasını sarmak için yüreğini ortaya koyan coşkulu kalplerden biridir. Sekiz yaşındayken babasını kaybetmesi, ailenin en büyük çocuğu olması ve ailesine bakmak için erken yaşta çalışmaya başlaması ona ayakları üzerinde durmayı öğretse de bunun kolay olmadığını erken yaşta yüreğini yormasından anlıyoruz. İçindeki coşkusunun verdiği güçle ülkemizin önde gelen sinemacı, sanatçı ve siyasetçisi oldu. Kalender, her şeye espriyle yaklaşan, kafaya hiçbir şeyi takmayan bir görüntü verse de içine attığı, kalbini yorduğu, genç denilecek yaşta 3 Mayıs 2025 tarihinde yaşamını yitirmesiyle anlaşıldı. Kalbinin iyi durumda olmadığını bildiği halde başladığı büyük iş yarım kalmasın diye çabaladı.
Sırrı Süreyya ÖNDER: “İyiler erken ölür’ sözünün çok bilimsel bir tarafı olduğunu düşünüyorum.” derken erken öleceğini sezmiş olmalı.

Engin Nurşanı de heyecanlı bir yürekti ne yazık ki yakalandığı gırtlak kanserine yenik düştü ve sadece 36 yaşında iken 25 Aralık 2020 sabahı saat 07.00’de, Engin Nurşani aramızdan ayrıldı. Türk bir babanın ve Alman bir annenin iki çocuğundan biri olarak doğdu. Babası Ali Ayhan (d. 1959), halk müziği sanatçısıdır. Çocukken babası tarafından müzik eğitimi aldı ve konserlere katıldı.
“Fakir ölse şaşan olmaz Evi yansa koşan olmaz vay Mezarını deşen olmaz Ne olacak enginin hali…” gibi türküleri yüreğiyle söylediği için o da genç yaşta yaşamını yitirenlerden oldu

Coşkuyla çağlayan yüreklerden biri de Kazım Koyuncu idi. Haberi alan ailesi ve sevenleri çok üzüldü. Doktorlar kendisini çok fazla yormamasını söylese de Kâzım Koyuncu konserler vermeye devam etti. 2005 yılında son konserini Karadeniz Teknik Üniversitesinde verdi. 25 Haziran 2005’te, testis kanserinin akciğerlerine yayılması sonucunda Şişli’de 33 yaşında Hayde gidelum hayde/Hayde gidelum hayde/Hayde gidelum hayde/Dağa karayemişa… dedi ve genç yaşta gitti.

Zeki Müren, Bursa’nın Hisar semtinde, Ortapazar Caddesi’ndeki 30 numaralı ahşap evde Kaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Üsküp’ten Bursa’ya göç etmişti. Babası kereste tüccarıydı. Coşkulu kalbiyle şarkılar yazdı, şarkılar söyledi. Adını en iyilere yazdırdı. Bu kadar ünü, bu kadar coşkuyu kaldıramayan kalbi Volkan Konak’tan çok öncelerdi sahnedeyken durdu.

İki yakın öğretmen arkadaşım Mehmet Rüzgar ve İsmail Ünal da coşkulu yüreklerdi. Onlar da yorulan yürekleriyle erken göçenlerden oldular.
İlhan Şeşen de geçen hafta coşkulu yüreği yorulanlardan oldu. ‘Ellerde Çiçeklerle’, ‘Neler Oluyor Bize’ şarkıları eşliğinde aramızdan ayrıldı.

Karacaoğlan ne güzel anlatmış;
Yürü bre yalan dünya/ sana konan göçer bir gün/İnsan bir ekin misali/Seni eken biçer bir gün / Yeryüzünde yeşil yaprak/Yeraltında kefen yırtmak/Bastığımız kara toprak/Boyumuzu aşar bir gün/ Gör yastığa düşer başın/Gözlerinde kurur yaşın/ Belki de bir can yoldaşım/Kefenimi biçer bir gün.
“Yapılırken coşku duyulmayan işler başarılamaz.” Emerson

ahmet.kocak16@hotmail.com

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.