CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün, son dönemde temel tüketim ve üretim kalemlerine gelen yüksek oranlı zamları sert bir dille eleştirdi. Mazot, gübre, buğday, ekmek ve simit fiyatlarındaki artışların üretim ve ulaşım maliyetlerini doğrudan etkilediğini belirten Gün, bu zamların halkın sofrasına yansıdığını ve alım gücünü ciddi şekilde düşürdüğünü ifade etti.
Gün, “Mazot fiyatları %123, buğday %55, gübre %200, ekmek %200 ve simit %400 oranında zamlandı. Bu artışlar, üretimden tüketime kadar her aşamada maliyetleri katlıyor. Peki, bu fark kimin cebine gidiyor?” diyerek, aradaki yüksek kâr marjlarının veya fiyat farklarının komisyonculara, aracılara, büyük sermaye gruplarına ya da ithalatçı firmalara gittiğini düşündüklerini belirtti.
Çiftçilerin yüksek maliyetlerle üretim yaptığını ancak yeterince kazanamadığını, tüketicinin ise pahalıya ürün aldığını ancak kalitede artış görmediğini vurgulayan Gün, aradaki zincirde (taşıma, stoklama, aracı, ithalatçı, market zinciri) kazancın arttığını ifade etti.
Bu durumun gelir adaletsizliğini, enflasyonun yükünü kimlerin sırtlandığını ve yapısal reform ihtiyacını gündeme getirdiğini belirten Gün, acil yapısal reformlar yapılması gerektiğini söyledi.
Acil Yapısal Reformlar:
1. Tarımda destek ve sübvansiyonların artırılması: Mazot, gübre, tohum gibi temel girdilerde çiftçiye doğrudan destek sağlanmalı.
2. Aracı sistemin denetlenmesi: Üretici ile tüketici arasındaki zincirin şeffaflaştırılması ve kâr makaslarının sıkı denetimi yapılmalı.
3. Kamucu ekonomi yaklaşımı: Stratejik sektörlerde (gıda, enerji) kamu denetimi güçlendirilmeli.
4. Vergi reformu: Dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) azaltılarak, yüksek gelir gruplarından alınan vergiler artırılmalı.
Halkın Faydasına Acil Tedbirler:
– Asgari ücretin alım gücüne göre yeniden düzenlenmesi
– Temel gıda ve enerji ürünlerinde fiyat sabitleme veya tavan fiyat uygulaması
– Kira artışlarının sınırlandırılması ve konut destek programları
– Tüketici borçlarına yapılandırma ve faiz affı
– İşsizlikle mücadele için kamu istihdam programları
Gün, “Toplumun sesi daha çok duyulmalı, ekonomi sadece rakamlardan değil, halkın yaşamından okunmalıdır. Aksi halde karşılaşılabilecek riskler arasında devletin gelir-gider dengesinin bozulması, makroekonomik çöküş riski, toplumsal gerilim ve göç dalgaları ile devletin fonksiyon kaybı yer almaktadır” diyerek uyarılarda bulundu.
Sonuç olarak, sosyal adaletin sağlanmadığı, üreticinin ezildiği, tüketicinin çaresiz bırakıldığı bir düzende uzun vadeli devletsel çöküşün kaçınılmaz olduğunu belirten Gün, acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.