Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı Zeki Baştürk Yazdı: “Bir Eğitimcinin Yolculuğu: İsmet Ergin’in Anılarıyla Eğitim Tarihine Bir Bakış”

Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı Zeki Baştürk Yazdı:   “Bir Eğitimcinin Yolculuğu: İsmet Ergin’in Anılarıyla Eğitim Tarihine Bir Bakış”
Yayınlama: 14.06.2025
A+
A-

Bursa Vatan Medya Grubu’nun kıymetli köşe yazarlarından Zeki Baştürk, kaleme aldığı son yazısında eğitim tarihimize ışık tutan çarpıcı bir eseri okuyucularıyla buluşturdu. Baştürk, emekli eğitimci İsmet Ergin’in anılarını derlediği kitabı üzerinden, Türkiye’nin özellikle 68 kuşağı eğitimcilerinin yaşadığı zorlukları ve ideallerini ele aldı.

Yazısında, son dönemde eline geçen öğretmen dostlarına ait kitapların ortak noktasının, aydınlık bir Türkiye için verilen mücadele ve darbelerin yıpratıcı etkileri olduğunu vurgulayan Baştürk, İsmet Ergin’in eserini “tarihe düşülen bir not” olarak değerlendirdi.

Baştürk, şu çarpıcı satırlara yer verdi:
“Ne büyük rastlantıdır ki hep öğretmen arkadaşlarımın kitapları geçiyor elime. Ne ilginçtir ki tümü de 68 kuşağının özgün kişileri… Aydınlık için mücadeleleri, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin aydınlık düşünceli yurtseverlerin üzerinden balyoz gibi, silindir gibi geçişini anlatıyor. Bu kitaplar döneme ayna tutuyor, geçmişi anlamak ve geleceğe yön vermek isteyen herkese kıymetli bir belge sunuyor.”

Zeki Baştürk’ün yazısı, yalnızca bir kitap değerlendirmesi değil, aynı zamanda eğitim dünyasına ve yakın siyasi tarihimize dair önemli bir farkındalık çağrısı olarak da dikkat çekiyor. Baştürk, eğitimcilerin yaşadıklarını unutmamak gerektiğini vurgularken, genç kuşakların da bu anılardan ders çıkarması gerektiğinin altını çiziyor.

Baştürk’ün yazısı, Vatan Medya Grubu’nun yazılı ve dijital mecralarında ilgiyle takip ediliyor.

Bir Eğitimcinin Yolculuğu: İsmet Ergin’in Anılarıyla Eğitim Tarihine Bir Bakış
Bugünlerde ne büyük rastlantıdır ki hep öğretmen arkadaşlarımın kitapları geçiyor elime. Ne ilginçtir ki tümü de 68 kuşağının özgün kişileri. Aydınlık için mücadeleleri, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin, aydınlık düşünceli yurtseverlerin üzerinden balyoz gibi , silindir gibi geçişini anlatıyor. Bu döneme ayna tutuyor, tarihe not düşüyor.
En son olarak da okul arkadaşım , meslektaşım İsmet Ergin, en son kitabını armağan etti bana. İmzalama inceliğini gösterdiği için ayrıca teşekkür ederim kendisine.
İsmet Ergin’in “Bir Eğitimcinin Yolculuğu – Anılarım” adlı eseri, yalnızca bir öğretmenin mesleki anılarını değil, aynı zamanda Türkiye’nin eğitim serüvenine tanıklık eden bir yaşam öyküsünü gözler önüne seriyor. Bu kitap, okura yalın ama etkileyici bir dille kaleme alınmış yaşanmışlıkları sunarken, eğitimciliğin salt bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu da anımsatıyor.
Ergin’in anıları, köy okullarından şehir merkezlerine, öğretmenlikten yöneticiliğe uzanan geniş bir perspektifi yansıtıyor. Kitabın en dikkat çeken yönlerinden biri; öğretmenliğe duyulan sevgi, idealizm ve fedakârlığın satırlara sinmiş olması. Eğitim sistemindeki değişimlerin, toplumsal dönüşümlerin, öğrencilerle kurulan sıcak ve içtenlikli bağların anlatımı, kitaba hem tarihsel hem de duygusal bir derinlik katıyor.
Kitap , beş bölümden oluşuyor. Önsözle başlıyor. Onu bir zamanlar öğrencisi olan, sonradan gazeteciliğe başlayan Hasan Seyfettin Teoman ile yaptığı söyleşi yer alıyor. Bu söyleşide 68 kuşağının bilgi birikimine ve olayları analiz edişine hayran olmamak elde değil. İsmet Ergin, öğrencilik yıllarında edindiği deneyimlerle günümüzün olaylarını nesnel biçimde tahlil ediyor, yaşananlara ışık tutuyor.
Birinci ve ikinci bölüm başlığı altındaki anıları öğretmenlik yaşamını, öğrencileriyle kurduğu sağlıklı ve sıcak ilişkileri, sürgünleri, öğrenci olaylarını , sağ sol çatışmalarını , 12 Eylül darbesinin insanlık dışı uygulamalarını kapsıyor. Tüm aydınların özellikle öğretmenlerin tutuklanmalarını. gözaltına alınmalarını, yaşadıkları akıl almaz işkenceleri tüm ayrıntılarıyla anlatıyor. Gerici ve bağnaz düşüncenin aydınlık düşünceli insanları nasıl ezdiğini , yok etmek istediğini gözler önüne seriyor.
Kitap , hapishaneden yazdığı nektuplarla sona eriyor. Mektuplarında çocuklarına duyduğu özlemi, mahkeme serüvenlerini ve kendi iç dünyasını doğal ve yalın biçimde yansıtıyor. Kimileyin karamsarlığa kapılsa da umudunu ve inancını hiç yitirmiyor. Bir devrimcinin direnişini sergiliyor.
İsmet Ergin’in anlatımı yalın, içten ve sıcak. Anılarını aktarırken öğretici olmaya çalışmıyor, ama her satırında eğitimin özünü sezdiriyor. Okur, onunla birlikte bir okulun soğuk sıralarına oturuyor, kimi zaman yoksunluklarla boğuşuyor, kimi zaman bir öğrencisinin başarısıyla gururlanıyor.
Ergin’in kendine özgü karakteri ise metnin temel taşı. Sabırlı, sorumluluk sahibi, vicdanlı, sorumluluk sahibi, yurtsever bir eğitimci profili çiziliyor. Mesleğine adanmış bu kişilik, genç öğretmenler için bir kılavuz, deneyimli öğretmenler için ise nostaljik bir yol arkadaşı olabilir.
Kitapta dikkat çeken bir diğer tema ise zamanla değişen eğitim anlayışları. Teknolojiden önceki dönemlerdeki öğretim yöntemleri, öğretmen-veli-öğrenci ilişkileri, köy enstitüsü ruhunun izleri ve bugünle yapılan karşılaştırmalar, okuyucuya kapsamlı bir perspektif sunuyor. Bu yönüyle kitap, sadece bireysel anılar değil; aynı zamanda bir dönemin tanıklığı olarak da değerlendirilebilir.
“Bir Eğitimcinin Yolculuğu – Anılarım”, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını, anlamını ve sorumluluğunu anımsatan değerli bir kaynak. İsmet Ergin, bu kitabıyla yalnızca kendi yaşam öyküsünü değil, bir kuşağın eğitimle kurduğu bağı da kayıt altına almış oluyor. Eğitim dünyasına ilgi duyan herkesin okuması gereken, düşündürücü ve esin verici bir yapıt.
Arkadaşım ve dostum İsmet ERGİN’i bu başarısından dolayı kutluyorum. Başarılarının sürekli olmasını diliyorum değerli arkadaşım.
Zeki BAŞTÜRK

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.