Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut köyü sınırlarında, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri’nin iştiraki Gübretaş Maden Yatırımları A.Ş. bünyesindeki Kavak Madencilik A.Ş. tarafından altın arama çalışmaları başlatıldı.
Yetkililer, sondajların yalnızca araştırma amaçlı olduğunu ve olası altın tespiti sonrası sürecin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı denetiminde yürütüleceğini belirtti.
Ancak Bozcaarmut köylüleri ve İnegöl’e bağlı Güneykestane, Gedikpınar ve Mezit mahallelerinde yaşayan vatandaşlar, maden faaliyetlerinin ormanlara, göletlere ve yeraltı sularına zarar vereceği endişesiyle tepki gösteriyor. Köylüler, projenin ÇED sürecinin durdurulması için harekete geçeceklerini açıkladı.
Köylülerin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, “Suyumuza, toprağımıza, geleceğimize dokunma” sloganıyla projenin iptali talep edildi. Bu gelişme, Türkiye’de madencilik faaliyetleriyle çevresel koruma arasında süregelen gerilimin yeni bir örneği olarak öne çıkıyor. Yerel halkın tepkisi, özellikle Bozcaarmut ve İnegöl çevresindeki ekosistemlerin korunması konusundaki hassasiyetin güçlü olduğunu gösteriyor.
İnegöl’ün hemen yanı başında, Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut köyünde yeni maden arama projesi kapsamında altın arama çalışmaları için ilk adım atıldı. Sondaj çalışmalarının başladığı bölgede vatandaşlar ormanların ve doğanın zarar göreceği endişesiyle maden aranmasına tepki gösteriyor.
İnegöl’e bağlı Güneykestane, Gedikpınar ve Mezit mahallelerine yakın bir bölgede Bilecik’in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut köyü sınırları içerisinde Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraklerinden Gübretaş Maden Yatırımları A.Ş.’nin %100 iştiraki olan Kavak Madencilik A.Ş. tarafından yeni maden arama projesi kapsamında altın arama çalışmaları kapsamında sondaj çalışmaları başlatıldı.
İlçeye bağlı 1050 rakımlı Bozcaarmut köyü sınırlarında sınırları içerisinde yer alan maden ruhsat sahasına yönelik yürütülen faaliyetler hakkında geçtiğimiz günlerde madencilik firması yetkilileri tarafından bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda sahada yürütülen arama sondajları ve madencilik faaliyetlerinin, sorumlu madencilik ilkeleri, çevre hassasiyeti, sürdürülebilir uygulamalar ve toplumla iletişim prensipleri doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtildi. Yetkililer, “Sondaj çalışmaları yalnızca araştırma amaçlı yapılacak. Elde edilecek bulgular doğrultusunda altın varlığı tespit edilirse, tüm yasal süreçler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın denetiminde yürütülecektir” açıklamasında bulundu.

Bozcaarmut köylüleri ise, yapılacak maden arama çalışmalarının doğaya ve ormana zarar vereceğini belirterek, çalışmaların biran önce durdurulmasını istiyor. Köylüler, firma yetkililerin kendilerine yalan söylediğini iddia ederek, maden arama çalışmasıyla ilgili ÇED başvurusunun yapıldığını belirterek, “Yapılacak olan bu maden çalışmasının Bozcaarmut göleti, Gedikpınar göleti ve Alangüne göletinin tam ortalarında olması, ayrıca Bozcaarmut Köyü’nün mikro klima özelliği tabii kaynakları doğal güzellikleri ve Kurşunlu ovasına su sağlayan göletlerin kirleneceği öngörülmektedir. Bu maden ocağının ile ÇED raporunu durdurmak için elimizden geleni yapacağımızı herkese bildirmek istiyoruz” dedi.
Yapılacak olan maden arama çalışmalarının İnegöl’e yakın bir noktada olması da Bozcaarmut köyüne sınır olan İnegöl’deki 3 mahallede yaşayan vatandaşları da şimdiden tedirgin etmeye başladı. Ormanlarda yapılacak olan olumsuz bir çalışmanın İnegöl’ün ormanları da zarar vereceğini düşünen vatandaşlar, yetkililerden çözüm bulmalarını istedi.
“KÖYLERİMİZDE MADEN İSTEMİYORUZ”
Bozcaarmut Köyü sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ise şu ifadelere yer verildi;
“Suyumuza, toprağımıza, geleceğinize dokunma!
Bozcaarmut, Güde, Küçükelmalı, Kınık, Gümüşdere, Bahçesultan ve Kurşunlu köylerimizin yaşam alanları maden projeleriyle tehdit ediliyor.
Bu proje; içme sularımızı, ormanlarımızı, tarımızı, hayvancılığımızı ve sağlığımızı yok edecek bir talan planıdır.
Biz bu talanı kabul etmiyoruz. ÇED oyunlarını, “istihdam” masallarını, “kontrollü işletme” yalanlarını reddediyoruz.
Bu topraklar şirketlerin değil, buranın insanlarının, emekçilerin, çocuklarımızın gelecek hakkıdır. Bir avuç sermayedar kazanacak diye köylerimizin yaşama hakkını sattırmayacağız.
Taleplerimiz nettir.”