BİRİ BUNA DUR DEMELİ..!!

BİRİ BUNA DUR DEMELİ..!!
Yayınlama: 02.06.2025
A+
A-

Mudanya’mızın güzel beldesi Tirilye. Tirilye’ye tüm Bursa hayrandır. Baharla birlikte Tirilye’nin sokakları Bursalılarla tıklım tıklım dolar taşar.Tirilye’ye gittiğimizde mutlaka uğramış olduğumuz mekanların başında hemen kıyı şeridindeki kafeler gelir. Bu kafeler Bursalıların uğrak yerleridir.Bu mekanların sahipleri Hasan Amca’yı,Serpil Teyze ve Kızı Kübra’yı,Kerem Bey’i,Ahmet Bey’i,Şaziye Teyze’yi mutlaka hayatlarında bir kez de olsa görmüşlerdir. Tirilye’ye gidip de bu mekanlarda anısı olmayan Bursa’da kimse yoktur sanırım. Bir süredir son bir kaç aydır güzel yeşil Tirilye’mizde Bursa’da yaşayan herkesin anılarını paylaştığı bu kafelerle ilgili büyük bir sıkıntı var.

TİRİLYE YIKILMASIN..!!

Yarım asırı yakın süre öncesinden beri belgelerle kanıtlamış oldukları haklarını bir sabah gelen tebligat ile kaybetmekle karşı karşıya kalmanın talihsizliğini Allah kimseye yaşatmasın. Hafta sonu Tirilye’deydik.Bir tarafta Trilye’de gerçekleşen 1. Zeytin Çiçeği Festivali’ne gelmiş olan insanlar bir tarafta da mesnetsiz yıkım kararı ile çalışanları ile birlikte 150’nin üzerindeki kişinin yıkılan hayalleri.Biz de bu anlamda bu süreçte büyük zarar gören mekan sahipleri ve temsilcileri Kübra Emil, Şaziye Us, Hasan Çelik, Kerem Öztan ve Ahmet Akın ile yaşanılan gelişmelerle ilgili bilgi almak istedik.

RESMEN KANDIRILDIK..!!

Ece Kafe işletmecilerinden Kerem Öztan; 2004 yılında ihale sürecinde aldığımız 7 yıllık bir sözleşmemiz vardı. O 7 yıl tamamlandığında,o zamanki Zeytinbağı Belediye Başkanı Ali Turan ruhsatları alıp tekrar yenileneceğini dile getirmişti. Biz burada köylü insanlarız, ufak insanlarız, biz bu söylenene inandığımız için buranın da insanı olduğumuz için yargı yoluna, Mahkeme yoluna gitmedik.Biraz da köylü olduğumuzdan dolayı cahiliğimize verin diyorum. Ruhsatlarımız iptal oldu. Keşke biz bunu o zamanlar yargıya taşısaydık. Ama yani bizim inandığımız şey adalette zaman kavramı falan olduğunu düşünmüyorum.Adaletin her zaman yerini bulması gerekir. 2011 yılından bugüne kadar biz sürekli o zamanki yerel yönetimlerle idare yoluyla geldik,ta ki şu bir sene öncesine kadar idare edildi. Ama tabii bu zaman kavramında,bizim o zamanki Tabdk ruhsatımızda iptal edilmişti. Onun da bedelini cezaları katlanarak artmasına rağmen ödedik. Ta ki 29 Nisan’daki yıkım kararı gelene kadar biz bu sürecin bir şekilde bizim hakkımızın aranacağı yerine getirileceğini düşünen insanlardık. Ama bir baktık ki 29 Nisan’da bize yıkım kararı geldi.

KIYI KENARI DİYORLAR SEBEP BU , BAHANE BU..!!

Çevre Şehircilik Bakanlığının,işte Marmara Adalar Koruma Kanunu, kıyı kenar kanunu gerekçe gösterilerek, kıyı kenar kanununda deniz tarafında kaldığımızdan dolayı yıkımı baz alındı.Bu kararın alınmasına sebep kıyı kenar kanununun Deniz tarafında gözükmesi.Kıyı kenar kanununda deniz tarafında gözüküyor olabiliriz ama 1980 yılının mı bunu görüyorlar, 1990 Yılının mı Yani bunun güncellenmesi gerekiyordu. Biz deniz tarafında gözüküyorsak yüzme bilmeyen insanların işletmemize gelmemesi gerekiyordu bu zamana kadar. Çünkü biz Deniz tarafında gözüktüğümüz için yıkılıyoruz. Sebep bu, bahane bu.Bunu yargıya taşıdık, yargı yoluyla muhatap alınalım dedik. Mudanya Belediyesi mi Muhatabımız? Gittik.Biz değiliz dediler, Çevre Şehircilik Bakanlığı.Sonra kaymakamla görüşelim dedik. Kaymakam bana gelen evraklar bu şekilde hükmü yerine getirmem lazım dedi. Eğer Mudanya Belediyesi bu yıkım kararını almazsa, biliyoruz ki şu anki mevcuttan dolayı soruşturma da açılabilir. Mudanya Belediyesi’ni de suçlamıyorum, Kaymakamı da suçlamıyorum. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizi kıyı kenar kanununda deniz kenarında gösteriyorda ,şu anki uygulama 1980 yılındansa şu anda biz 2025 yılındayız, buraya sahil projesi yapıldı yeniden sahil yaptılar. Yani baksınlar biz kıyı kenar kanununda deniz tarafında mıyız?. Yoksa biz Kara tarafında mıyız.Bahane bu. Biz güçsüz insanlarız. Biz burada 5 işletmiydik, bir tanesinin siyasi gücü olmasından dolayı bilirkişi raporuyla şu anda onun binası tescillendi ona o yüzden dokunulmuyor diye duyuyoruz.Bizim siyasi gücümüz olmadığından dolayı biz ezilen taraftayız.

BİZ ADALET YERİNE GELSİN İSTİYORUZ..!!

Sağ taraf solu suçlar, sol taraf sağı suçlar altta biz eziliriz.Biz hakkın adaletin yerine gelmesini istiyoruz Bu işletmeyi kurarken boş araziyi verdiler bize, bütün paramızı oraya yatırdık, binamızı kurduk, yatırımımızı oraya yaptık, geleceğimizi buraya yatırdık.Ama şimdi bu yıkım kararı madem herhangi bir şey de başka bir problem varsa,tekrar yaptıkları zaman bizim hak talep etmemiz lazım ya da dükkanımızı yıktıklarında bize tazminat ödemeleri lazım. Biz şu anda burada İşgalci gözüküyoruz, Biz sanki burada kafamıza göre işletme kurmuşuz, ruhsatsız işletiliyoruz, muamelesi görüyoruz.Ve bize sahip çıkan hiç kimse yok. Kıyı şeridinde 5 tane mekan var bu 5 mekanın dördü devamlı cezalara maruz kalıyor mühürlenmelere maruz kalıyor, bir tanesi ,aynı bizim şekille aynı prosedürde olmasına rağmen nasıl oluyorsa hiçbir şekilde böyle bir muamele ile karşılaşmıyor.

YAPILIYORSA DA HERKESE YAPILSIN..!!

Yine diğer sahilde bulunan işletmelerin hepsi beşer, altışar metre kamu alanına sokağa çıkarken işgal durumundayken işlem görmüyor ama nasıl oluyorsa 4 tane işletme her gün ruhsat iptalimiz var ,hergün Jandarma tarafından denetlenmemiz var, Belediye tarafından denetlenmemiz var.Yapılıyorsa herkese yapılsın. bize Diyoruz ki biz hatalıyız biz suçluyuz. Bizim yaptığımız yanlış halkın malına girdiysek çıkalım.Ama halkın malına girmişlerin işlem görmemesi düşündürücü.Bizim ihale şartnamelerini vesaire hepsini göndereceğim onları da yayınlayabilirsiniz.Ve bizim herhangi bir büyütme ya da çıkma olmadığına dair Yap işlet devret modeliyle aldığımız belgelerimiz onun yanı sıra pandemi süreci dahil çıkarılan ecrimisil bedeli ve yine sadece çay bahçesi değil aynı zamanda kahve olduğumuzun belgeleri de mevcuttur.Her şey yasal,tamamen yasal prosedürlerle ilerledik bu zamana kadar.Maalesef zamanında söylenen sözlerle ilerlemiş olduğumuzdan bu duruma düştük,inandık ,kandırıldık. Keşke ilk ruhsatlarımız alındığında hukuki süreci başlatmış olsaydık bu durumlarla karşı karşıya gelmezdik ve şu an maalesef muhatap bulamıyoruz. Ve bize sahip çıkan kimse yok. Teşekkür ediyorum sizlere.

BU ŞEKİLDE DEVAM EDECEKSİNİZ DEDİLER..!!

Ece Kafe İşletmecilerinden Ahmet Akın;2004 senesinde biz Yap işlet Devret Modeli ile Tirilye Belediyesinden işletmenizi aldık. O yıl bize 113 metrekarelik kapalı alan olacak diye belediye projelendirdi, onların istediği şekilde binamızı şekillendirdik. Herhangi bir çıkma ,büyütme hiçbir şey yok.Şu anda aynı şekilde uygun bir şekilde duruyor Ece Kafe olarak. Komple sahili yıkım durumuna aldılar. Bize 28 Nisan itibarıyla bir tebligat geldi. Biz avukat yoluyla yürütmeyi durdurma çıkarttık. Yürütmeyi durdurmayı şu an iptal etmişler ama iptal eden belediye mi Milli Emlak mı kim olduğu belli değil. Biz kimseyi muhatap alamıyoruz. Nasıl bir çağrı alacağız nasıl bir çözüm bulunacak o da yok.

MUHATAP YOK,İLGİLENEN YOK..!!

Belediye bana bu uygulanıyor diyor Milli Emlak biz normal prosedür gereği her sene yaptığımız işlemleri yapıyoruz diyor.2011 yılında bizim ruhsatlarımız tebligat yoluyla alınmadı ,zabıta geldi normal bir şekilde geldi ,İşletme ruhsatlarını aldı çıktı.Bize ne bir tebligat yapıldı Ne bir hak arayabildik ne de bir hukuki süreç açıldı, Ruhsatları aldılar gittiler bu şekilde devam edeceksiniz diye söylendi. Resmen kandırılmış olduk. Ve yıllar sonra karşımıza böyle bir durum çıktı.Mesela geçen sene bizim ödediğimiz vergi 1 milyonun üzerinde, yine kiralar da çok yüksek yılın totaline baktığımızda buradan devletin de büyük zararı var aslında.

GÜNCELLENECEĞİNE DAİR SÖZ VERİLEREK RUHSATLARIMIZ ALINDI,MAĞDUR EDİLDİK ..!!

Gamze Kafe-Temsilcisi Kübra Emil; 2005 yılında bize Yapı ruhsatlı İnşaat ruhsatlı, anıtlar kurulu onaylı proje şeklinde burasını Yap işlet şeklinde yapın diyerek verdiler, biz burayı yaptık. Tabii daha öncesi de var bunun tahminen 35 yıllık bir süreç bu. Bizim kira kontratlarımız hepsi var, bedellerinin hepsi alındı. 2011 yılında mevzuat değişti dediler.Daha doğrusu Trilye Belediyesi kapandı.Mudanya Belediyesi’ne geçerken bize güncelleneceğine dair söz verilerek ruhsatlarımız alındı bizden,osnra da iptali söz konusu oldu.Kıyı kenarında olduğumuz söylendi. O zamandan bu zamana 2025 yılındayız 14 yıl oldu o zamandan bu zamana herhangi bir şey olmadı.Haklarımız var ,hak arayışındayız. Son 10 ay içerisinde sürekli sıkıştırma oldu, herhangi bir çözüm üretilmiyor. Yetkililer bizimle ilgilenmiyor, çözüm arıyoruz haklarımızı arıyoruz, hukuk yolundayız, davalarımız devam ediyor davalarımız devam ederken, aceleci davranılıyor.27 Nisan’da alınan karar 28 Mayıs’ta bana tebliğ edildi 30 Mayıs’ta yıkım istendi.

MASAYA DÖNÜLÜP BİR ÇÖZÜM BULUNMASINI İSTİYORUZ..!!

2 gün içerisinde Dükkanı tahliye etmem istendi, hukuk yolumu da arayamadım.35 yıllık bir dükkanı benim 2 günde boşaltmam mümkün değil.Gittiğimizde muhatap kimse yok. Bu anlamda bize sesimizi duyurmak istiyoruz.Yanımızda olunsun istiyoruz.Turizm açısından da geçim kaynağımız açısından da emeklerimiz açısından da bizim için gerçekten çok zorlu bir süreç.Kiralarımız ,vergilerimiz her şekilde devam ediyor ödemeler anlamında,başka gelir kaynağımız da yok sonuç itibariyle çok sıkıntılı bir süreçteyiz.Bir yetki aksaklığı var ama bunun cezasını biz çekiyoruz maalesef. Buradaki 4 işletme de 35 senedir aynı kişiler olarak kiralı bir şekilde sözleşmelerimiz vardı ruhsatlarımız iptal oldu fakat verilen söz tutulmadı. Siyasetle hukuk maalesef birbirine girmiş durumda.Biz burada mağdur oluyoruz bu şekilde kararlar alınıyor,yanımızda durulmuyor.Bizim istediğimiz masaya dönülüp bir çözüm üretilmesi.Burada bizler küçük İşletmeleriz başka gelir kaynağımız yok. Bunların bir şekilde sağduyu ile giderilmesini ve iş yerlerimizin açılmasını bekliyoruz.

BİZ BURALARA HAYATIMIZI VERDİK..!!

Mahur Balık İşletmecisi Şaziye Us; Ben Şaziye Us, Mahur Balık’ın 95 senesinden beri işletmecisiyim. Mahur balığı belediyeden ihale usulü ile kiralama usulü ile aldık ve 2025 yılına kadar bu şekilde devam ettik.Fakat 2011 yılında ruhsatlarımızın iptalinden dolayı yine 14 senedir de aynı şekilde devam ettik kiramız alınıyor vergimiz ödeniyor.Fakat son 6-7 aydır sürekli üzerimize geliyorlar. Biz nereye gitsek muhatap bulamıyoruz. Ona gidiyoruz bizimle ilgili değil diyor. Buna gidiyoruz bizimle ilgili değil diyor.

72 YAŞINDAYIM BU YAŞTAN SONRA NE YAPACAĞIM..!!

Ötekine gidiyoruz Yukarıyı suçluyor bu yana gidiyoruz o tarafı suçluyor.Bir türlü muhatap bulamıyoruz çözüm bulamıyoruz. 30 senelik işletmeyiz,ben geçimimi buradan sağlıyorum. 72 yaşındayım bu saatten sonra benim işletmem yıkılırsa ben nereye gidip çalışacağım, dilencilik mi yapacağım, Hırsızlık mı yapacağım.Hak ve adalet istiyoruz 72 yaşındayım. Hak mı hukuk mu bu. Biz hakkımızı arıyoruz.Ama muhatap bulamıyoruz.

TOP GİBİ BİR ORAYA ,BİR BURAYA DÖNDÜRÜLÜYORUZ..!!

Meltem Kafe işletmecisi Hasan Çelik;1995 senesinden beri ihalelerle alınmış olan kafelerimizin bu zamana kadar olan süreçte hiçbir problemi yoktu. Son 5-6 aydır sıkıntı girerek arttıSiyasi baskımı ,kişisel baskı mı bilemiyorum.Bunların sebebini bilmiyoruz. İki üç günde bir mühürlemeye gelip gidiyorlar.Sıkıntının kimden kaynaklandığı belli değil nereye başvursak bizle alakası yok bizde bir sıkıntı yok diyor. Biz de kurumlar arasında dolanıp duruyoruz, bizim muhatabımız kim. Top gibi bir oraya bir buraya döndürülüyoruz. Madem Burası Turizm amaçlı bir beldemiz, peki buraya gelen insanların sorunu nasıl çözülecek. Biz de mağdur durumdayız. En son yıkım kararı gönderdiler.

MUHATAP BULAMIYORUZ. ACİL ADİL ÇÖZÜM BEKLİYORUZ..!!

Biz de bu süreci mahkemeye taşıdık mahkeme sonucunu bekliyoruz ama bu süreçte de devamlı mühürlemeye geliyorlar, iki üç günde bir mühürlüyorlar kiralarımızın hepsi yerli yerinde alınıyor. Sigortalar,elektrik, su, vergi hepsi düzenli bir şekilde ödeniyor. Ama dediğim gibi böyle bir süreç yaşıyoruz.Muhatap bulamıyoruz.Ekmek teknemizin kapatılması da bizi mağdur durumda bırakıyor. Tabii burada birçok işletme var, burada sonuçta yüzün üstünde insan var hem yer sahipleri hem çalışanlar falan mesela bütün aileler mağdur durumda. Sonuçta bundan çalışanlarla birlikte 150 kişiden fazla insan etkilendi.Sonuçta herkes mağdur, işletenlerden mağdur, çalışanlarda mağdur, herkes mağdur.Buradaki müesseseler arasında ayrımcılığın da giderilmesi lazım.Bir işletmenin sıkıntısının giderildiği şeklinde duyumlar alıyoruz.Bu olmamalı ,herkese adaletle davranılmalı.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.