30 Ağustos Zafer Bayramı’nın coşkusunu yaşadığımız bu günlerde, bir yanda da sessiz çığlıklarını duyurmaya çalışan milyonlarca öğretmen, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e mektuplar yazarak yaşadıkları derin ekonomik ve mesleki sıkıntıları dile getirdi.
“Atam, yetiştirdiğin Cumhuriyet öğretmenleri hayal ettiğin refahın çok uzağında…”
Bu cümle, yüzbinlerce öğretmenin ortak duygusunu özetliyor. Yıllarca gecesini gündüzüne katarak sınavlara hazırlanan, binbir fedakârlıkla üniversite okuyup diplomalarını alan öğretmenler; KPSS cenderesinde sıkışmış, mülakat adı altında adaletsizlikle yüzleşmiş, atanamayan bir hayal kırıklığına dönüşmüştür.
“Atam, devlet kapısında kadro beklerken yaşlanıyoruz!”
Mevcut öğretmenler ise düşük maaş, artan geçim sıkıntısı, değersizleştirme ve eğitim sistemindeki kaos içinde tükenmiş durumdalar. Ne itibardan ne ekonomik güvenceden bahsedebiliyorlar. Her yıl biraz daha borca, umutsuzluğa ve yalnızlığa sürükleniyorlar.
“Biz senin yaktığın eğitim meşalesini söndürmeyeceğiz ama elimizde artık sadece mum kaldı.”
Atatürk’ün “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği Cumhuriyet neferleri, bugün barınma, beslenme, tayin ve atama sorunlarıyla boğuşuyor. Öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkarılmış, adeta açlık sınırında bir yaşam biçimi hâline getirilmiştir.
“Yalnızca ders değil, umut da anlatıyoruz. Ama artık umudumuz kalmadı.”
Bu çağrılar sadece mektup değil; bir isyan, bir çığlık, bir haykırıştır. Öğretmenler, artık saygı değil, sadaka değil; haklarını, adaletli atamayı, insanca yaşamayı istiyor.
Başöğretmen Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak, önce öğretmeni ayağa kaldırmakla mümkündür. Ve bu ülke öğretmenine sahip çıkmazsa, geleceğine de sahip çıkamaz.
İşte o mektuplardan ikisi…
Sayın Atatürk,Aziz Şehitlerimiz ve Kahraman Gazilerimiz,
Sizlerin vatan uğruna gösterdiği eşsiz fedakarlık ve cesaret bu topraklarda özgürce yaşamamızın temel taşıdır.Büyük önder Atatürk,sizin liderliğinizde kazanılan zaferler ve kurulan Cumhuriyet,bizlere emanet edilmiş en kıymetli mirastır.Şehitlerimiz canlarını bu vatan için feda ederek bizlere onurlu bi gelecek bırakmıştır.Gazilerimizin,sizin cesaretiniz ve dirayetiniz milletimizin gücünü her daim hatırlatıyor.Hepinize minnettarız;hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bugün sizin açtığınız yolda ilerlerken bir sınav sürecinden geçiyoruz.Bu süreç, kararlılık ve azimle çalışarak sizin emanetinize layık olma çabamızın bir parçasıdır. Başarıya ulaşmak için gösterdiğimiz bu gayret sizin bizlere adadığınız mücadele ruhunun bir yansımasıdır.
Sevgi ve minnetle.
Merve Öğüt
Arapça Öğretmeni
Bu satırları, üzerimde taşıdığım en büyük borcun sahiplerine, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan uğruna canını ortaya koymuş tüm şehitlerimize ve gazilerimize yazıyorum.
2024 yılında KPSS’ye ilk kez girdim. Fen Bilgisi Öğretmeni olma hayaliyle gecemi gündüzüme kattım. Elimde ne doğru düzgün param vardı, ne imkânım. Yeri geldi ekmek alırken bile hesap yaptım, arkadaşlarımdan aldığım borç paralar ile KPSS kitapları aldım ve tüm sene o kitaplar ile çalıştım. Çünkü biliyordum, bu ülkeye faydalı bir insan olmanın yolu eğitimden geçer, emekten geçer.
Zor günlerdi… Gerçekten çok zor. Tek başıma oturup saatlerce ders çalıştım. Depresyona girdiğim, hayattan koptuğum zamanlar oldu. Bir tek arkadaşım vardı yanımda, o da olmasa bu kadarını bile başaramazdım belki. Ama hep içimde bir umut vardı: “Bir gün atanacağım, bir gün o sınıfın kapısından atanmış bir öğretmen olarak gireceğim.”
Ama 18 Nisan 2025 günü açıklanan atama kontenjanları… O gün umutlarımı yerle bir etti. Yalnızca bir sınavda başarısızlık değil bu. Geleceğimin çalınması gibi bir şeydi. Ev kurma hayalim, bir yuva kurma planım, hatta öğretmenlik yapma sevgim bile o gün yara aldı. Bir yıl boyunca verdiğim emek, gözümdeki ışığı kaybetti neredeyse.
Ama bu mektubu yazıyorsam, hâlâ içimde bir inanç kırıntısı kalmış demektir. Sizlerin verdiği o mücadeleyi düşünüyorum; cephede mermi yağmurunun altında yılmayanları… Ben nasıl vazgeçeyim? Ben öğretmen olacağım. Bu ülkenin çocuklarına bilimi, aklı, vicdanı anlatacağım. Bu benim hem hayalim hem de bu vatana olan borcum.
Buradan yetkililere de seslenmek istiyorum: Lütfen bizim sesimizi duyun. 2024 KPSS için ek atama istiyoruz. Bu talep, sadece atanamayan öğretmenlerin değil; bu ülkenin eğitime inanan her ferdinin ortak talebidir. Biz hazırız. Bu ülkeye hizmet etmeye, çocuklara ışık olmaya, geleceği birlikte kurmaya hazırız.
Sayın Cumhurbaşkanım, ülkemizin geleceği için eğitime vereceğiniz destek bizler için hayati önem taşımaktadır. 2024 KPSS’de Fen Bilimleri alanında atanamayan öğretmenler için ek atama yapılmasını içtenlikle arz ederim.
2024 KPSS’de Fen Bilimleri Alanında 83 Puanla Derece Yapan Bir Öğretmen Veysel Akyüz