Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, TBMM de düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Irak ve Suriye’deki yeni jeopolitik hamlelerini ve bu stratejilerin Türkiye, İran ve Rusya ile olan ilişkilerine etkilerini değerlendirdi. Bekin, ABD’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki hedefleri doğrultusunda izlediği politikaları eleştirerek, Türkiye’nin bu gelişmelere karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Bekin, ABD Büyükelçisi Tom Barak’ın açıklamalarına atıfta bulunarak, Amerika’nın Hazar Denizi’nden Doğu Akdeniz’e kadar uzanan yeni bir jeopolitik koridor oluşturmayı hedeflediğini belirtti. Bu stratejinin, Türkiye ve İran’ın ekonomik ve siyasi yakınlaşmalarını engellemeyi ve aynı zamanda bu ülkeler ile Rusya arasındaki bölgesel işbirliklerini sınırlamayı amaçladığını ifade etti.
Bekin, ABD’nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki stratejik adımlarının, Türkiye, İran ve Rusya’nın bölgede daha yakın ilişkiler kurmalarının önüne geçmeyi hedeflediğini ve bu yüzden Türkiye’yi özellikle “SDG” (Suriye Demokratik Güçleri) konusunda daha mesafeli tutmaya çalıştığını söyledi. “Bu, ABD’nin Türkiye’yi tekrar bir ‘itaat politikası’ eksenine zorlamaya yönelik bir güç gösterisi” diyen Bekin, Amerika’nın bölgede tek egemen güç olarak kalma amacını güttüğünü belirtti.
Bekin, ABD’nin Kuzeydoğu Suriye’deki stratejik hamlelerinin sadece bölgesel değil, küresel anlamda da önemli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Geçmişte DEAŞ’ın Kobani’ye yönlendirilmesinin tesadüfi olmadığına vurgu yapan Bekin, ABD’nin CENTCOM (Merkez Kuvvetler Komutanlığı) stratejileri ile bu bölgedeki hakimiyetini pekiştirdiğini ve SDG’yi daha da güçlendirdiğini söyledi.
Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye politikası açısından kritik bir dönemeçte olduğunu belirten Bekin, “Maalesef, bu bölgede inisiyatif tamamen ABD’nin kontrolüne geçti. Türkiye’nin bu süreçte atması gereken adımlar daha önce doğru bir şekilde atılmadığı için bugün Kuzeydoğu Suriye’nin hakimiyeti, ABD güdümündeki unsurlara sunulmuş durumda” dedi. Bekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte uyguladığı stratejik yanlışlar nedeniyle Türkiye’nin şu anda SDG ile sıkışmış bir pozisyonda olduğunu belirtti.
Bekin, Türkiye’nin Suriye’deki kuzey hattında daha önce geç kalmış adımlar attığını ve bu yüzden ABD’nin yeni kuzeydoğu Suriye projesinin hayata geçmesine engel olunamadığını ifade etti. “Eğer Türkiye Kuzey Batı Suriye’ye yönelik daha erken adımlar atsaydı, bugün bu yeni proje ABD tarafından hayata geçirilemeyecek ve Akdeniz’e kadar uzanacak yeni enerji koridoru gündeme gelmeyecekti” şeklinde konuştu.
Bu yeni jeopolitik gelişmelerin Türkiye’nin enerji güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Bekin, YPG/PYD’nin bölgedeki hakimiyetinin ABD’nin işini kolaylaştıracağını söyledi. “Türkiye’nin güvenliği açısından, SDG’nin Suriye hükümetine entegrasyonu kritik bir öneme sahiptir” diyen Bekin, bu konuda Türkiye’nin daha kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Kuzeydoğu Suriye’deki mevcut durumun nasıl şekilleneceğinin henüz netleşmediğini belirten Bekin, Türkiye’nin bu konuda izleyeceği politikanın büyük ölçüde Abdullah Öcalan’ın ortaya koyacağı iradeye bağlı olacağını ve bu konuda şimdiden doğru stratejiler geliştirmenin son derece önemli olduğunu söyledi.
Bekin, son olarak Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye politikasında ABD’nin stratejik hamlelerine karşı “vesayet ve teslimiyetçi politika” yerine “hegemonya karşıtı” bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti. “Bu, Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda güçlü bir pozisyon alması ve bölgesel etkisini artırması için büyük önem taşımaktadır” dedi.
Toplantı Sonrası Değerlendirme:
Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, basın toplantısında ABD’nin Kuzeydoğu Suriye politikalarını ve bu politikanın Türkiye’ye olan etkilerini geniş bir perspektiften ele alarak, hükümete güçlü bir dış politika duruşu önerdi. Bekin’in açıklamaları, Türkiye’nin ulusal güvenlik stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ve bölgesel dengelerde güçlü bir rol oynaması için kararlı adımlar atılması gerektiğini ortaya koydu.