Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan okunması gereken bir yazı;
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, daha önce Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bana göre gereksiz ve yersiz türban konusunu grup kararı alarak TBMM’ne kanun olarak sunmasının hata olduğunu yazmıştım.
Hatta bu konuda böyle bir gereksizliğe birde haleleşme olarak yer verilmesine üzülmüş ve kızmıştım!..
Uzun yıllardan beri kadının her türlü özgürlüğünü kısıtlayan, yaşam biçimini dinci, bağnaz ve vicdansız sömürücülerin belirlediği kadının saçını; ülkenin en önemli sorunu haline sokanlara adeta “al bu pası boş kaleye gol at” diye verildi.
“Bu helalleşmeler ve hoşgörü ilk önce idam sehpalarında haksız yere can veren evlatlarımız için, işkencelerde, açlık grevlerinde ölen yoldaşlarımız için ve her türlü haksızlığa ve polis şiddetine uğramış bizler için sağın temsilcileri tarafından yapılsın” demiştim.
On yıllardır ülkeyi sağ ve sığ iktidarlar yönetti.
Bu süreçlerde sol/sosyal demokratlara, sosyalist devrimcilere ve tüm yurtseverlere, özellikle Kürt yurttaşlarımız ve Alevilere karşı inanılmaz haksızlıklar yaptılar.
Yapılan gerici ve şeriat provalı katliamlara seyirci oldular.
Kılıçdaroğlu, ülkedeki otoriter ve Tek Adam diktasının yarattığı despotizm, hatta faşizm karşısında Millet İttifakını kurarak kendince başarılı oldu.
Bana göre sağ anlayışa ve ülkenin bu hale gelmesinde pay sahibi olan parti ve şahıslara karşı fazla tavizkar ve sola kapalı oluşundan dolayı hep yetersiz ve eksik bulduğum bir yöntemdi!!!
Çünkü ülke her yönden karanlığa teslim edilmiş, devlet iflas ettirilmiş ve halklar açlığa, yokluğa mahkûm edilmişken sorun olmaktan çıkmış bir konuyu gündeme getirmek ve AKP’nin en iyi istismar konusunu kaşımak akılla mantıkla anlaşılacak bir konu değildi.
Birde bu anlamsız tavra ve kanun teklifine tüm milletvekillerini mecbur bırakan grup kararı alınması asla anlaşılır ve saygın değildi.
Bu karar CHP içinde sağduyusuna ve sol ideolojiye inanmış milletvekillerini zorda bırakmıştı.
Ancak çoğunluğu bu anlamsız tavra kendini mecbur hissederek:
“AKP’nin elinden kozunu aldık” diye önce kendilerini sonrada seçmen ve örgütteki insanları iknaya uğraşmışlardı.
Gereksiz ve inandırıcılığını kaybeden türban konusu kozu AKP’nin elinden alındı mı, aksine pas olup önlerine kondu mu?
Tek Adamın karşı hamlesi ile anayasaya konarak içine yine toplumun ahlak anlayışına uymayan LGBT konusunu aile yapısını korumayı (!) bahane ederek hak ve özgürlükleri yok eden bir anlayışı topluma ve tüm siyasi partilere dayatmasına sebep mi oldu?
Gördüğümüz Tek Adam ve AKP’lilerin günlerdir millet ittifaklarının başında boza pişirilen gerçek şudur:
Tek Adam, önüne gelen pası aldı, alladı pulladı ve reddetmeleri zor olan iki konuyu millet ittifakının sağcı partilerinin önüne koydu.
Hatta bu güne dek selem verenleri terörist diye suçladıkları HDP’nin kapısı bile bu ucuz kurnazlıktan dolayı çalındı.
Ancak burada hem endişe duymama hem de çok öfkelenmeme sebep olan durum varlığını CHP’ye borçlu olan İYİ partinin oportünist tavrı oldu.
Akşener’in bir türlü sağlam temele dayandıramadığı tabanını MHP’ye kaçırırım korkusundan yasanın tam metnini görmek istemeleri uygunsuz ve korkaklık olmuş ve millet ittifakını yani Altılı masayı zora sokmuştur…
Şimdi soruyorum CHP’nin baştan sona tüm yönetenlerine ve bu absürt gereksiz yasayı veren ve savunanlarına:
Sol/sosyal Demokrasinin yönetim biçimi olmayan, adeta sağ partilerin biat kültürünün ve tek başına genel başkanın tartışmadan konuşmadan ve yetkili organlarda karar bağlanmadan karar vermesinin sonucu masada çatlak oluşmasının sebebi olmadınız mı?
CHP’nin emek veren ve canla başla çalışan vekilleri, örgütleri ve üyeleri kusura bakmayın lakin, partimizin git gide sağ yöntemlerle ve keyfiyetle yönetilmesine izin veremeyiz.
Bu durum pati içinde isyan veya hiyerarşiye karşı saygısızlıkta suçta değildir.
Bizler, düşünen, irdeleyen, araştıran ve ilk önce insanlarımıza ve halkların haklarına ve özgürlüklerine yasalar ve evrensel değerlerle bağlı olan bireyleriz.
Bu ülkede kadınlarımız her gün başı açık veya kapalı olduğuna bakılmaksızın vahşice öldürülüyor.
TEK ADAM, bir gece dinci ve gerici cemaatleri mutlu etmek için İstanbul Sözleşmesini keyfi ve hukuksuz olarak kaldırdı masanızda bu keyfiyeti ve hukuksuzluğu onaylayanlar yok mu?
Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı bir koşulanmış ve kendinse karşı tavrı olan bir partili değilim…
Yerel yönetimlerin seçimlerinde ve Millet İttifakını kurmadaki başarısını sol yanı eksik olsa da onaylayan ve önemseyen bilinçli, yürekli ve asla soldan vazgeçmeyen bireyiyim.
Bu nedenle sürekli yazıp anlatmaya çalışıyorum.
Kimse unutmasın “cehenneme giden yollarda iyi niyet taşları ile örülmüştür” derler.
Herkes bu durumu yeniden gözden geçirsin. Attıkları imzanın nelere sebep olduğunu görsün.
Tek Adam önüne gelen pası kıvrak manevralarla ve istismar ederek çok iyi kullanıyor.
Oysa ülkeyi resmen batırmış, kör kuruşa muhtaç etmiş bir insan bu kadar konuşabilirmi?
Koltuğunu koruyabilmek için ülkeyi dış dünyada dilenen ve kirli paralara ve suç örgütlerine imtiyaz verecek kadar suç işlenen ve temellerini sarsan bir konuma gelmesine sebep olmuş bir kişi hala bu kadar güçlü olabilirmi?
Ülkede sefalet endeksi rekor kırarken, bebeler bile süte muhtaçken, gençler topyekûn ülkeden kaçmak isterken ve ülke baskı ve hukuksuzluklardan dolayı açık bir hapishaneye dönmüşken oy oranının dip yapması gerekmez mi?
Soygunun, talanın ve rüşvetin olmadığı tek bir kurum kalmamışken gereksiz anayasa aldatmacasının gündem olmasına daha fazla itibar edilebilir mi?
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ülke bu bataklıktan, keyfiyetten ve tek Adam diktasından ve faşist yöntemlerden ancak sol/sosyal demokrat ideoloji ve insanı önceleyen, evrensel değerleri savunan partilere ve görüşlerle kurtulabilir.
Bunun için ilk önce çok geç kalınmış olsa da CHP’de örgütler acilen yenilenmelidir.
Önümüzde artık kısa süre kalan seçimler için CHP’de mutlaka “Amasız, lakinsiz fakatsız…” ÖN SEÇİM kararı verilmelidir.
Temel hak ve özgürlüklerden hiçbir koşulda ve hiçbir şartta ödün vermeyen, sol ideolojiye ihanet etmeyen, yaşam birimleri ve aile yapılarıyla da halkların sorun ve mağduriyetlerine duyarlı anlayışta olan yöneticiler veya vekil adayları yeniden belirlenmelidir.
Ülkede reddettiğimiz ve demokrasiyi kadük hale sokan Tek Adam yöntemi hiçbir koşulda CHP’de yöntem olarak kullanılmamalıdır.
Millet İttifakının git gide sağlaşan yapısına da uyarı yapılmalı ve sol ittifakları görmezden gelerek seçim kazanılmayacağının altı çizilmelidir.
Millet İttifakı aslında Tek Adam ve yancısının yönettiği ülkemizde tanınır olmalarını hatta var oluşlarını borçlu oldukları CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı samimi davranmalı ve hak ettiği desteği vermeleri sağlamalıdır.
Tükenen ve tüketen AKP’nin ve yancısının kendi çıkarları ve koltuklarını korumaları uğruna ülkenin geleceğini ipotek altına sokan anlaşmalara ve kaynağı belli olmayan kara para girişine karşı topyekun tüm namuslu, ahlaklı ve ülkesinin geleceği için endişe duyan insanlar demokrasi platformunda buluşmalı ve bu ihanetlere daha fazla izin vermemelidir.
CHP’nin değerli milletvekilleri de bireysel çalışmalardan ve koltuklarını korumak uğruna temel yanlışlara karşı tavırsız davranmaktan vazgeçmelilerdir.
CHP, sol değerlerinden ve örgütlü toplum, demokratik devlet ve özgür birey anlayışından hiçbir koşulda vazgeçmeden davranmalıdır.
.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.