Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde; “Çünkü uzaktayım, yalnızım ve rahatsızım ve hala aletsiz yürüyemiyorum.
Bütün gece elimde telefon, önümde bilgisayar ve karşımda dev gibi televizyondan izledim ve kahroldum Bursa’daki ve diğer illerdeki yangınları.
Haftalardır ülkemdeki ihmal ve yetersizliklerin sebep olduğu yangınlar duyarlı olan tüm yurtseverleri perişan etmişti.
Sonunda yaşamımı sürdürdüğüm ve tüm sevdiklerimin yaşadığı Bursa’mda yanıyordu!..
Ben bu yangınların, sıcaktan, ihmalden ve bu kadar peş peşe aynı anda çıkmasını kişilerin hatasından veya tesadüfen olduğunu düşünemiyorum.
Çünkü TBMM’de maden yasası çıkarılırken o kadar toprak sahibi insan sokaklarda yatıp engel olmak isterken bir avuç soygun çetesinin isteği için o yasayı çıkardıklarında anlamıştım başımıza gelecek felaketleri.
Bugüne dek nedense çoğunlukla deniz kenarlarında otel yapmak için adeta imarlı arsalar gibi alanlarda olurdu yangınlar.
Bu sefer dağ bayır yanınca fazla şüphe edilmedi.
Oysa maden aramak için ağaçları kesmek veya zeytin ağaçlarını taşımak sürekli tartışmalara sebep olacaktı.
Şimdi yanıp kül olmuş ormanı, ağacı bırakın börtü böceğin bie yaşama olanağı olmayan çorak topraklarda kim maden ararsa arasın tepki çekmiyeceklerdi.
Ben 23 yılda yaşatılanları unutmadığım için, soygun ve talanın hesabı sorulmadığı için, bir avuç kan emicinin korunup kollanıp halkın malını gasp edip vergi borçları silindiği için bu kadar ihmal ve duyarsızlıklardan şüphe duyuyorum.
Ancak artık herkes bu konuda uzman oldu ve anlatıyor:
Böyle dik alanlardaki yangınlar havadan uçaklarla başladığı ilk andan itibaren söndürülemezse binlerce insan ve araçla mücadele edilse de söndürülemez.
Daha önce Marmaris’te olduğu gibi tüm yangınlarda söylendi “Neden yangınları söndürmek için gerekli helikopter ve uçağımız yok?” diyerek.
Olmaz mı, hemde öyle çok ki 23 yılda halkı açlığa
kendilerini ve yandaşlarını dünyanın en zenginleri arasına sokan bir avuç vicdan fakirini mutlu etmek için
her yere saraylar yapıyoruz.
Özellikle Tek Bir Adama ait en lüksünden 13 uçak ve sayısız helikopter emrinde beklerken gece uçuş yapacak uçağımız yok neden?
Beni kahredense halkımızın çok önemli bir kesimi canını feda edecek kadar duyarlı ve fedakâr yangını söndürmek için elinden geleni yapıyor…
Bursa Gürsu’daki yangın başladıktan kısa süre sonra Gürsu’ya gelip müdahale eden Milletvekilimiz Toprak Adam Orhan Sarıbal televizyonlara çok önemli konuları gerçekleri, ihmalleri ortaya koyan açıklamalarda bulunuyor.
Özellikle bu son videosunu izlemek ve anlattıklarını dinlemek zorundayız.
Kimse bu ihmallere ve duyarsızlığa sessiz kalmasın.
Hatta ne kadar duyarsız olunursa olunsun; bu vahşet karşısında umursamadan düğün dernek veya eğlence yerlerinde gezmek, eğlenmek ve paylaşmak gerçekten utanılacak bir durumdur.
Çünkü ormanlarla beraber geleceğimiz yok oluyor.
İlk andan itibaren ilk önce halkımız ve tüm kurumlar, gençler yani bu cehenneme sebep olan yangınlara müdahale eden, sönmesi için yardım eden, gerçekleri göstermek için yazan çizen ve orada bizat çekimn yapaan gerçek basın mensuplarına teşekkür ederim.
Ayrıca da siyaset bu kadar kirlenemez.
Kurtuluş savaşı veren ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bu ülke ve halkımıza bu faşist despotizm ve kötülükler reva görülemez.
Yazmak ve anlatmak lazım ama ilk defa içimden geçenleri yazmaktan korkuyorum.
Bu nedenle Toprak Adamın bu videoda anlattıklarını dikkatle dinlemenizi temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.