Esnafın Sırtına Yük, Sandığa Umut Yüklendi

Esnafın Sırtına Yük, Sandığa Umut Yüklendi
Yayınlama: 09.12.2025
A+
A-

Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı – Alper Özcan

Memlekette esnafın omzundaki ekonomik yük her geçen gün ağırlaşırken, bir de oda seçimlerinin getirdiği gürültü ve telaş, adeta bu yükün üzerine bir çuval da siyaset taşı ekliyor. Sokak sokak gezen adaylar, vaat yarışına girmiş durumda. Ama gelin görün ki, bu hareketliliğin merkezinde esnaf değil, koltuk var.

Bugün küçük esnafın derdi bir bardak çayla, kuru bir selamla geçiştirilecek düzeyde değil. Vergi sisteminden banka komisyonlarına, ruhsat işlemlerinden tabela cezalarına kadar her noktada baskı altındalar. Dükkanını açık tutmak bile bir başarıya dönüşmüş durumda.

Maliyetler başını almış gitmiş; kira, enerji, personel giderleri esnafın ensesinde boza pişiriyor. Buna rağmen, birileri çıkıp seçim vaadi sıralıyor: “Size hizmet getireceğiz.” İyi güzel de, bu hizmet şimdi neredeydi?

Esnafın şu an ihtiyacı olan; tribünlere oynayan sözler değil, gerçek çözüm önerileri ve sahada hissedilen destek. Çünkü bu sistem ne yazık ki çalışana değil, dayanabilene kurulmuş durumda.

Oda seçimleri yaklaşırken herkesin aklında aynı soru var:
“Bu kez gerçekten hizmet için mi adaylar, yoksa makam için mi?”
Esnaf bekliyor. Hem cevabı, hem umudu…

Esnafın Sırtına Yük, Sandığa Umut Yüklendi

Memlekette esnafın yaşadığı ekonomik darboğaz yetmiyormuş gibi, bir de üzerlerine çöken seçim telaşı var. Oda seçimleri yaklaşırken ortalık öyle hareketlendi ki, neredeyse her sokak başında bir adayın sesi, bir başka adayın vaadi dolaşıyor. Maraton koşusunu andıran bu telaşın altında yatan gerçek ise çok net: Koltuk mücadelesi, hizmet mücadelesinin birkaç adım önünde gidiyor.

Açık konuşmak gerekirse, esnaf bugün kuru bir tebessümle karşılanacak kadar rahat bir durumda değil. Vergi yükleri belini bükmüş, bankaların türlü komisyonu ciğerini sökmüş, cezaî işlemler bir gölge gibi peşine takılmış, maliyetler omuzlarına kambur olmuş. Reklamdan tabela boyutuna kadar her konuda baskı altında. Sistem adeta “dönme” üzerine değil, “durdurma” üzerine kurulu gibi…

Hâl böyleyken, esnafın aklına tek bir soru geliyor:
“Bizim derdimizi kim gerçekten derdi biliyor?”

Seçim meydanlarında el sıkıp fotoğraf veren, kulağa hoş gelen cümlelerle oy isteyen herkes, seçildikten sonra aynı özeni gösterecek mi?
Yoksa yıllardır süregelen alışılmış hikâye yeniden mi sahnelenecek:
Seçimden seçime hatırlanan esnaf…

Bu ülkede esnaf sadece oy deposu değildir. Masa başında sayılacak rakam değil, ekonominin bel kemiğidir. Fakat ne yazık ki birçok başkan adayı sahaya çıktığında dert dinliyor gibi yapıp, seçildikten sonra üyelerle arasına görünmez duvarlar örüyor. Hemşericilik, adamcılık, yakın kayırma… Sanki oda yönetimi değil, küçük bir çıkar grubu kuruluyor.

Oysa bugün ihtiyaç duyulan şey çok başka:
Söz verip unutan değil, çözümsüzlüğü kendine dert eden; koltuğu sahiplik değil, sorumluluk gören bir yönetim anlayışı.

Esnaf artık kuru vaat istemiyor.
Gerçekçi adımlar, uygulanabilir projeler, net takvimler ve hesap verebilirlik istiyor.

Bugün başkan adaylarının sunduğu başlıklar kulağa hoş geliyor olabilir, ancak asıl mesele bunların ne kadarının hayata geçirileceğidir:

Ticaret ve Ekonomik Destekler

Toplu satın alma güç birliği, banka–finans kolaylıkları, dijitalleşme adımları…
Kâğıt üzerinde güzel duruyor, peki icraatta?

Eğitim ve Gelişim Programları

Mesleki eğitimden dijital dönüşüme kadar geniş bir yelpaze…
Peki bugüne kadar kaç kez gerçekten uygulandı?

Kültür – Sanat – Sosyal Etkinlikler

Esnafı bir araya getiren etkinlikler, aile programları…
Ama kaç oda bunu seçimden sonra hatırlıyor?

Sektörel Gelişim ve Yenilikler

Teknoloji desteği, kurumsal kimlik çalışmaları, analizler…
Gerçekten sahada karşılığı var mı?

İletişim ve Lobi Çalışmaları

Üye sorun takip masası, resmî görüşmeler, danışmanlık hizmetleri…
Kaçı sadece seçim broşüründe kalmadı?

Bugün güçlü bir oda yönetimi için misyon ve vizyonun kağıtta değil, sahada karşılığı olmalı. Misyon; esnafın sesi olmak, sorunlarını çözmek, işletmeleri ayakta tutmak zorundadır. Vizyon ise; daha bilinçli, daha dirençli ve ekonomik olarak güçlenmiş bir esnaf topluluğu yaratmaktır.

Ama tüm bunların gerçekleşmesi için önce sandıkta bir mesaj verilmesi şart:
“Artık bizi sadece seçim günü hatırlayanı değil, her gün arayanı istiyoruz.”

Dayanışma değil, hesap verebilirlik.
Slogan değil, çözüm.
Koltuk değil, hizmet zamanı.

Esnafın kaderi kimsenin seçim broşürüne yazılacak süslü cümlelere bırakılamayacak kadar değerlidir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.