Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, kamuoyunda tartışma konusu olan şehir hastaneleri ile ilgili çarpıcı bir soru önergesi verdi.
Bekin, Meclis’e sunduğu önergede, son 7 yılda şehir hastanelerine toplamda 108 milyar TL ödeme yapıldığını ve bu ödemelerin 25 yıl boyunca süreceğini vurguladı. Kamu kaynaklarının bu denli uzun vadeli yük altına sokulmasının toplum nezdinde ciddi ekonomik ve etik sorunlar doğurduğuna dikkat çekti.
“Bu ödeme modeli kamunun sırtına yüklenmiş ağır bir yüktür” diyen Bekin, Sağlık Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:
– Kamu-özel iş birliğiyle yapılan şehir hastanelerinin sözleşmeleri neden kamuoyuna açıklanmıyor?
– 25 yıl boyunca sürecek bu ödemelerin toplam maliyeti nedir?
– Aynı kaynaklarla kaç devlet hastanesi inşa edilip işletilebilirdi?
– Bu modelin sürdürülebilirliği konusunda bakanlığınızın bir denetim veya alternatif planı var mı?
Bekin, şehir hastanelerinin hizmet kalitesinden çok maliyet yapısıyla gündeme geldiğine dikkat çekerek, şeffaflık ve hesap verilebilirlik çağrısında bulundu.
“Sağlık, ticari rantın değil, kamunun hakkıdır” diyerek kamu yararının öncelenmesini talep etti.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, şehir hastaneleri modelinin Türkiye’ye getirdiği mali yük, sağlık hizmetlerine erişimde oluşan sorunlar ve pandemi döneminde yaşanan aksaklıklar üzerine T.C. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir yazılı soru önergesi sundu.
Bekin, hükümetin şehir hastaneleri için seçtiği finansman modelinin kamu kaynaklarını küresel sermayeye yönlendirdiğini, şehir dışına yapılan devasa kampüsler nedeniyle vatandaşların sağlık hizmetlerine ulaşımda ciddi zorluk yaşadığını ve devlet hastanelerinin kapatılmasının hem pandemi sürecinde hem de deprem döneminde büyük kayıplara yol açtığını belirterek, Bakanlıktan detaylı açıklama talep etti.
Bekin, şehir hastanelerine yalnızca son 7 yılda 108 milyar 300 milyon lira kira ve hizmet bedeli ödendiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Aynı parayla yüzlerce modern devlet hastanesi inşa edilebilecekken hükümet, 25 yıl boyunca yüksek kira ödemeyi gerektiren bir modeli tercih etti. Bu durum, kamu kaynaklarının ağır yük altına girmesine neden oluyor.”
Milletvekili Bekin, şehir hastanelerini inşa eden şirketlerin milyarlarca liralık kira geliri elde ettiğini, buna karşılık devletin kendi hastanelerini kapatmak zorunda kaldığını ifade etti.
Bekin, şehir hastanelerinin çoğunun şehir merkezlerinin dışına yapılması nedeniyle özellikle yaşlı, dar gelirli ve kronik hastalığı bulunan vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimde zorlandıklarını vurguladı. Pek çok bölgede şehir hastanelerinin faaliyete geçmesiyle mevcut devlet hastanelerinin kapatıldığını ya da hizmet kapasitesinin düşürüldüğünü hatırlattı.
Pandemi döneminde yaşanan aksaklıklara da dikkat çeken Bekin, pandemi hastanesi ilan edilen şehir hastaneleri nedeniyle kronik rahatsızlığı bulunan milyonlarca vatandaşın hastaneye gitmekten çekindiğini, kalp, şeker, akciğer ve diğer kritik hastalıkların takibinin aylarca yapılamadığını belirtti.
Bekin, TÜİK verilerine dayanan çarpıcı bir iddiayı da gündeme taşıdı:
“2020–2021 yılları arasında 201 binin üzerinde ölüm gerçekleşti, ancak bunların yalnızca 80 bini Covid ölümü olarak kayda geçti. Geriye kalan 120 bine yakın ölüm Covid dışı nedenlerle yaşandı. Devlet hastaneleri kapatılmamış olsaydı bu kayıpların bir bölümü önlenebilirdi.”
Kamuoyunda gündem olan bir başka iddiayı da soru önergesine taşıyan Bekin, şehir hastanelerine yönelik yükümlülüklerin toplamda 203 milyar liraya ulaşabileceği ve bu tutarla 875 devlet hastanesi inşa edilebileceği yönündeki tartışmalar için Bakanlıktan resmi açıklama talep etti.
Bekin, şehir hastaneleri ile kamu tarafından inşa edilen devlet hastaneleri arasındaki birim yatak maliyetinin ciddi şekilde farklılaşmasının halkın vergilerinin nasıl kullanıldığına ilişkin sorular doğurduğunu belirtti.
Milletvekili Bekin’in Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlamasını istediği sorular şöyle:
Türkiye’de şehir hastanelerini inşa eden şirketlere yıllık olarak ne kadar ödeme yapılmaktadır? Bu hastanelerin yapım ve işletme ihaleleri hangi şirketlere verilmiştir?
Türkiye genelindeki şehir hastanelerinin toplam yatak kapasitesi nedir? Bugüne kadar bu hastanelerden yararlanan hasta sayısı kaçtır?
Kamuoyuna yansıyan “203 milyar liralık ödeme ile 875 devlet hastanesi yapılabileceği” iddiasına ilişkin Bakanlığınızın bir açıklaması var mıdır? Şehir hastaneleri ile devlet hastaneleri arasında birim yatak maliyeti farkı ne düzeydedir?
Şehir hastanelerinin açılması nedeniyle kapatılan veya hizmet kapasitesi düşürülen kamu hastanelerinin yerine oluşan hizmet boşluğunu gidermek için Bakanlığınız bir çalışma yürütmekte midir?
Şehir hastanelerine ilişkin şartnameler ve ihale belgeleri kamuoyu ile paylaşılmakta mıdır? Paylaşılmıyorsa gerekçesi nedir?
Bakanlığınızın şehir hastanesi modelinden vazgeçilerek mevcut hastanelerin kamulaştırılmasına yönelik herhangi bir planı bulunmakta mıdır?
Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, sağlık sisteminin yalnızca fiziksel yatırımlar üzerinden değil, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve kamusal şeffaflık ilkeleri doğrultusunda yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı:
“Sağlık, ticari bir alan değil, kamusal bir haktır. Vatandaşlarımız şehir hastaneleri yüzünden mağdur edilemez.”
Bekin’in önergesi, şehir hastaneleri modelinin geleceği ve kamu kaynaklarının kullanımı konusunda yeni bir tartışmayı Meclis gündemine taşıdı.