Uyuşturucu sadece bireyleri değil; aileleri, mahalleleri ve toplumun vicdanını çürütüyor. Uzmanlar, emniyet birimleri ve sivil toplum bu mücadelede “ortak hareket” çağrısı yapıyor.
Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi Bursa’da da uyuşturucu ile mücadele gündemin en önemli başlıklarından biri. Özellikle 13–15 yaşlarındaki çocukların sigara kılıfında sunulan, ancak bağımlılık ve ölüm getiren maddelerle tanıştırılması, hem aileleri hem de toplumun vicdanını yaralıyor.
Gazeteci-yazar Hasan Mesut Ekmen, kaleme aldığı yazısında, “Uyuşturucu önce hayalleri öldürür, sonra aileyi tüketir, ardından toplumu çürütür. Annenin yüreğine ateş düşer, babanın omuzları çöker, kardeşlerin umutları kırılır” sözleriyle tehlikenin boyutuna dikkat çekti.
Uyuşturucuyla mücadelede emniyet ve jandarma ekiplerinin kararlı operasyonları öne çıkıyor. Narkotik birimlerinin sokak sokak, mahalle mahalle yürüttüğü takip ve baskınlarla çok sayıda genç zehir tacirlerinin elinden kurtarılıyor.
Ekmen, “Bir operasyon sadece uyuşturucuyu değil, nice gencin geleceğini kurtarıyor. Unutmayalım ki bu uğurda şehit düşen polisimiz ve jandarmamız var” diyerek güvenlik güçlerinin fedakârlığına vurgu yaptı.
Uzmanlara göre uyuşturucu ile mücadelenin yalnızca güvenlik boyutu değil, eğitim ve bilinçlendirme boyutu da bulunuyor.
Ekmen, polis ve jandarmanın düzenli olarak okullarda gençlerle buluşup uyuşturucunun zararlarını anlatmasının önemine dikkat çekerek, “Gençler, zehri satanların yalanlarını değil; hayatı pahasına mücadele eden kahramanlarımızın gerçeklerini dinlemeli” ifadelerini kullandı.
Uyuşturucuyla mücadele yalnızca devletin değil, tüm toplumun ortak görevi olarak görülüyor.
Ailelere: Çocuklara sevgiyle yaklaşmak, onları yalnız bırakmamak.
Okullara: Bağımlılığın sonuçlarını derslerin parçası olarak anlatmak.
Devlete: Kararlı operasyonların yanı sıra gençler için sağlıklı sosyal alanlar açmak.
Topluma: Mahallelerde şüpheli durumlara sessiz kalmamak.
Narkotik polisleri ve jandarmanın okullarda düzenli bilinçlendirme dersleri vermesi,
Mahalle denetimlerinin artırılması,
Spor ve sanat merkezlerinin yaygınlaştırılması,
Zehir tacirlerine karşı ağır cezaların uygulanması,
Ailelere psikososyal destek ve rehberlik sağlanması.
Uyuşturucuya karşı verilen mücadelenin uzun soluklu ama kazanılabilir bir süreç olduğunu vurgulayan Ekmen, “Bugün 13 yaşındaki bir çocuğun hayatına dokunursak, yarın ülkemizin geleceğini kurtarmış oluruz. Çocuklarımızı korumak sadece görev değil, insanlık borcudur” diyerek sözlerini tamamladı.
— Haber: Hasan Mesut Ekmen / Bursa Vatan Medya Grubu
Uyuşturucu gençleri, aileleri ve toplumun vicdanını tüketiyor. Emniyetin operasyonları hayati önem taşıyor ancak uzmanlara göre eğitim, bilinçlendirme ve sosyal imkânlar olmadan bu savaş kazanılamaz.