Waşington Antlaşması: Kazanılan Zaferin Teslim Edildiği Gün mü?

Waşington Antlaşması: Kazanılan Zaferin Teslim Edildiği Gün mü?
Yayınlama: 09.08.2025
A+
A-

8 Ağustos 2025 – Tarihe Ağır Bir Kayıp Olarak Mı Geçecek?

8 Ağustos’ta Azerbaycan ile Ermenistan arasında ABD’nin arabuluculuğunda imzalanan Vaşington Antlaşması, 44 Günlük Karabağ Zaferi’nin ardından gelen “sözde barışın” yeni bir teslimiyet örneği olarak görülüyor.

Zengezur Koridoru’nun 100 yıllığına ABD’ye verilmesi, sadece Azerbaycan’ın değil, doğrudan Türkiye’nin ve tüm Türk Dünyası’nın bağımsızlık ve egemenlik mücadelesine vurulan siyasi bir kelepçe, kapitülasyon niteliğinde bir adımdır.

Stratejik Boğaz Artık Washington’un Kontrolünde!
Zengezur, Türkiye’yi Azerbaycan’a ve oradan Türk Dünyası’na bağlayan jeopolitik bir can damarıdır.
105 yıldır Rusya’nın boğduğu bu damar, şimdi ABD’nin ellerine bırakılmış, Türk coğrafyası üzerindeki egemenlik iddiası bir kez daha yabancıya devredilmiştir.

Oysa 10 Kasım 2020 tarihli Ateşkes Antlaşması’nın 9. maddesi, bu koridorun açılmasını zaten öngörüyor, bunu uygulamak için dış güce ihtiyaç bırakmıyordu. Şimdi masada kaybedilen bu hak, ABD’ye bir “stratejik üs” olarak altın tepside sunulmuştur.

Türk Dünyası’nın Anahtarı ABD’ye Teslim Edildi
Vaşington Antlaşması:
– Türk Dünyası’nın stratejik bağlantısını ABD’nin kontrolüne bırakmıştır.
– Türkiye’nin Kafkasya üzerinden ABD kuşatmasına alınmasının önünü açmıştır.
– Rusya’ya güneyden, İran’a kuzeyden baskı kurabilecek bir Amerikan varlığını resmileştirmiştir.
– Çin’in “Kuşak-Yol” projesine doğrudan darbe vurabilecek bir jeopolitik hamleye dönüşmüştür.

Bu tablo, barıştan ziyade yeni bir jeopolitik çatışmanın, vekâlet savaşlarının ve istikrarsızlık sarmalının habercisidir.

Türkiye Ne Yapmalı?
Bu ağır tablo, AKP’nin dış politikadaki teslimiyetçi ve günü kurtaran stratejilerinin bir sonucudur.
Her başarıyı vitrine koyanlar, şimdi 44 Gün Savaşı’nın sahadaki zaferini masada çökerten bu teslimiyete sessiz kalmamalıdır!

Türkiye’nin;
– Türk Dünyası ile bağlarını bir yabancı gücün insafına bırakan bu anlaşmaya açık ve net bir tavır koyması,
– Azerbaycan Parlamentosu’nun bu anlaşmayı onaylamaması için tüm diplomatik yolları kullanması,
– Milli güvenliğini tehdit eden bu gelişmelere karşı, kararlı ve sert bir diplomatik cephe açması elzemdir.

Atatürk’ün Rehberliği Unutulmamalıdır!
“Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir…”
— Gazi Mustafa Kemal Atatürk (6 Mart 1922)

Bugün bu söz, dış politikadaki pusulamız olmalı.
Zaferi yabancılara emanet edenler, tarih önünde bu milletin hesabını veremez!

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.